Sanayi Nefise Akademisi: Nefsin Sistemli Çalışması, Atıkları ve Mensupları

By Gök Börü

Sanayi Nefise Akademisi: Nefsin Sistemli Çalışması, Atıkları ve Mensupları

By: Gök Börü

İnsanın iç dünyası, bir laboratuvar kadar karmaşık, bir akademi kadar disiplinli, hatta bir sanayi kadar üretkendir. İşte Sanayi Nefise Akademisi kavramı, insanın nefsini böyle bir yapı olarak düşündüğümüzde ortaya çıkar. Burada “nefis”, yalnızca basit bir arzu veya istekler toplamı değildir; aksine, bir akademi gibi organize olmuş, sürekli eğitim ve üretim halinde bir varlıktır.

Bir akademide bilgi öğretilir, yöntemler geliştirilir, teoriler sınanır. Nefis de benzer bir şekilde kendi içinde sürekli olarak öğrenir, sınar, denetler ve üretir. İnsanın her düşüncesi, her davranışı, bu akademinin sınavlarından geçer; her duygu, bu sistemin laboratuvarında test edilir. Hatta nefis, kendi disiplinini koyar; bazı tutkuları büyütür, bazı istekleri bastırır, bazen ödül verir, bazen ceza.

Ancak bu akademi yalnızca öğrenmekle kalmaz; aynı zamanda bir sanayi gibi üretkendir. Nefis, sürekli yeni arzular üretir, yeni ihtiyaçlar yaratır, insanı yeni yollara sevk eder. Üretim süreci kontrol edilmezse, arzuların fabrikası insanı esir alabilir; istekler ve tutkular, insanın özgürlüğünü kısıtlayan zincirlere dönüşebilir.

Mensuplar ve Akademinin Prestiji

Sanayi Nefise Akademisi’nin mensupları, toplumun seçkin ve etkili kesimlerinden oluşur: entelektüeller, üniversite öğretim üyeleri, bürokratlar, hakimler, avukatlar. Bu kişiler, bilgi, prestij ve güçleriyle akademinin işleyişini yönlendirirler. Görünürde bilgelik, disiplin ve yetkinlik ile çalışırlar; fakat çoğu zaman kendi içlerindeki gurur ve kibir, üretim sürecini şekillendirir.

Bu gurur ve kibir, akademinin üretim bandında ortaya çıkan atıkların miktarını ve niteliğini doğrudan etkiler. Atıklar yalnızca küçük düşünceler, gereksiz arzular veya duygusal kalıntılar değildir; bazen bunlar, toplumun ve bireyin ruhsal ve ahlaki sağlığını etkileyen ciddi yan ürünler hâline gelir. Akademi, bu atıkları farkında olmadan üretir ve mensuplarının gururuyla birleştiğinde, atıklar birikir ve zamanla hem bireyde hem de toplumda karmaşık, olumsuz etkiler oluşturur.

Atıkların Felsefi Anlamı

Burada önemli bir ayrım vardır: Atık, ahlaksızlık değildir. Sanayi Nefise Akademisi, üretim sırasında doğal olarak yan ürünler çıkarır. Tıpkı bir tekstil fabrikasının lif atıkları veya boya kalıntıları üretmesi gibi, nefis sanayisi de gereksiz veya karmaşık ruh hâlleri üretir. Bu atıklar, doğru farkındalık ve disiplinle işlenirse, bireyin kendini tanımasına ve ruhsal olgunlaşmasına hizmet eder. Fakat mensupların kibri, bu atıkları temizlemeden biriktirdiğinde, akademi hem birey hem toplum için bir risk alanı hâline gelir.

Gurur, Kibir ve Atık Üretimi

Topçu’nun aktardığına göre Şeyhi Abdülaziz Bekine Hazretleri, nefis eğitiminin sınırlarını şöyle ortaya koymuştur:

“Mübarek Arif, Mübarek Abdülkadir, Abdülaziz Bekine Hazretleri, yanıma ziyaretme, kafiri getir, gururluyu getirme, kibirliyi getirme. Yani dinsizi Allah’a inanmayana Allah’a inandırırım, onu terbiye ederim ama kibirli, gururlu insanı ki nefis akademisinin ürettiği en büyük atıktır, onu asla eğitemem.”

Bu sözler, akademinin ürettiği en tehlikeli atığın gurur ve kibirli nefis olduğunu açıkça gösterir. Ne kadar prestijli, entelektüel veya güçlü olursa olsun, gurur ve kibirle dolu kişi, nefsi sanayisinin eğitilemez yan ürününü temsil eder. Bu kişiler, üretim bandının en fazla atık üreten noktalarıdır ve hem kendi ruhlarını hem çevrelerini kirletirler.

Topçu’nun bakışıyla, insanın manevi mücadelesi, bu akademiyi doğru işletmekle ilgilidir. Gurur ve kibir, nefsi üretkenlikten ayırarak, üretimi boşa, karmaşık ve potansiyel olarak zararlı hâle getirir. Akademinin mensupları ne kadar prestijli olursa olsun, gurur ve kibir, atık üretiminin hızını artırır; düşünceler, tutkular ve davranışlar kontrolsüz bir biçimde birikir.

Bu nedenle Sanayi Nefise Akademisi’nin işleyişinde manevi disiplin, ruhsal farkındalık ve alçakgönüllülük esastır. Sadece bu şekilde atıklar, bireyin ruhsal gelişimi için kullanılabilir; aksi hâlde akademi, kendi ürettiği atıklarla bireyi ve toplumu yozlaştırır.

Sonuç

Sanayi Nefise Akademisi, insanın nefsinin bir akademi gibi disiplinli ve bir sanayi gibi üretken olduğunu gösterir. Akademinin mensupları toplumun seçkinleri olsa da, gurur ve kibirle birleşen üretim, hem faydalı ürünler hem de ruhsal atıklar çıkarır.

Atıklar, ahlaksızlık değildir; nefsi üretim sürecinin doğal yan ürünleridir. Ancak nefis akademisinin en tehlikeli atığı, gurur ve kibirle yoğrulmuş insandır ve bu atık, eğitilemez bir yan üründür. İnsan, en büyük mesaisini bu akademiyi doğru yönetmeye, atıkları anlamaya ve ruhunu olgunlaştırmaya harcadığında, nefsi hem disipline edilmiş hem de üretken bir mekanizma hâline gelir.

Yorum yapın