Finansal tabana yayılma (FTY), finansal sistem tarafından sunulan ürün ve hizmetlerin toplumun geniş kesimleri tarafından kullanımını artırmayı hedefleyen çok boyutlu bir kavramdır. Ancak tam da bu noktada geneli itibarıyla FTY’nın herkes tarafından kabul edilen evrensel tek bir tanımı bulunmadığı da belirtilmelidir.
FTY’nın neden çok boyutlu bir kavram olduğunu Sarma’nın FTY tanımından hareketle açıklamak mümkündür. Sarma (2008) FTY’yı ekonominin tüm aktörlerinin formal (düzenlenmiş) finansal sisteme erişimlerini, sistemin kullanılabilirliğini ve kullanımını kolaylaştırmayı sağlayan bir süreç olarak tanımlamaktadır. Bu tanımda vurgulanan üç boyutu inceleyecek olursak FTY’yı geniş kesimlerin finansal sistemin bir parçası olacak şekilde sisteme dahil olmalarını, sistem tarafından sunulan ürün ve hizmetlerden faydalanabilmeleri amacıyla bu ürün ve hizmetlerin erişilebilirliğini ve son olarak da bahse konu ürün ve hizmetlerin kullanımını artırmayı hedefleyen bir süreç şeklinde ifade etmek mümkündür.
Bu yönüyle FTY’nın finansal sistem tarafından sunulan ürün ve hizmetlere erişimi ifade eden finansal kapsayıcılık kavramından farklı olduğu ifade edilmelidir. FTY sistem tarafından sunulan ürün ve hizmetlere erişimin yanında bu ürün ve hizmetlerin kullanımını da kapsamaktadır.
Dünya Bankası tarafından yayımlanan Finansal Kalkınma Raporunda dünya genelinde iki buçuk milyardan fazla yetişkinin herhangi bir resmi finans kuruluşunda hesabının bulunmadığı belirtilmiştir (World Bank, 2014:1). Buna karşın finansal sisteme dahil olma ve sistem tarafından sunulan ürün ve hizmetlerin kullanımı ile bireylerin tasarrufta bulunma, girişim fırsatlarını değerlendirme, beşerî sermayelerini artırabilme ve acil durumlar karşında sigorta satın alma vb. şekilde çeşitlendirilebilecek finansal hizmetleri kendi faydalarına kullanabilecekleri de bir gerçektir.
Birleşmiş Milletler tarafından “2030 Sürdürülebilir Kalkınma Ajandası” kapsamında “Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri” adı altında 17 adet hedef belirlenmiş ve FTY’nın belirlenen hedeflerden yedisinin gerçekleştirilmesinde önemli rol üstenen bir araç olduğu ifade edilmiştir. Bu yedi hedef sırasıyla (i) yoksulluğun ortadan kaldırılması, (ii) açlığın sona erdirilmesi, (iii) sağlığın ve refahın artırılması, (iv) toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve kadınların iktisadi açıdan güçlendirilmesi, (v) ekonomik büyüme ve istihdamın teşvik edilmesi, (vi) sanayi, inovasyon ve altyapının desteklenmesi ve son olarak (vii) gelir eşitsizliğinin azaltılmasıdır (Sapre, 2021:174).
Bu yedi hedefin gerçekleştirilmesinde FTY’nın önemini somut örneklerle açıklamak da mümkündür:
- Yoksulluğun ortadan kaldırılmasında FTY finansal sistem tarafından sunulan krediler ile bireylerin girişim fırsatlarından yararlanmalarına olanak tanımaktadır.
- Açlığın sona erdirilmesinde FTY tarımsal sigorta ve kredi imkanları dolayısıyla tarımsal üretim riskleri azaltılarak gıda arzının güvence altına alınmasına imkân sunmaktadır.
- Sağlığın ve refahın artırılmasında FTY sağlık sigortası hizmetlerine erişim ile beklenmedik sağlık harcamaları karşısında bireylere güvence sağlamaktadır.
- Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasında FTY kadınların finansal kaynaklara erişimlerini artırmalarına ve ekonomik bağımsızlıklarını güçlendirmelerine olanak sunmaktadır.
- Ekonomik büyüme ve istihdamın artırılmasında FTY KOBİ’lere sağlanan uygun finansman olanakları ile üretimin artmasına ve yeni istihdam alanlarının açılmasına katkı sunmaktadır.
- Sanayi, inovasyon ve altyapının desteklenmesinde FTY uzun vadeli yatırım kredileri ile altyapı projelerinin hayata geçirilebilme imkanı sunmaktadır.
- Gelir eşitsizliğinin azaltılmasında FTY düşük gelirli kimselerin finansal sisteme dahil olması yoluyla gelir ve servet dağılımındaki adaletsizliğin azaltılmasına katkı sunabilir.
Buna karşın her ne kadar FTY sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin gerçekleştirilmesinde önemli bir araç olarak görülse de kavrama eleştirel bir perspektiften de bakmak gereklidir. Sisteme dahil olmak ve sistem tarafından sunulan ürün ve hizmetlerden faydalanmak her zaman iktisadi refaha olumlu etkide bulunmayabilir. Örneğin FTY her ne kadar yoksulluğun azaltılmasında önemli bir araç olarak görülse de sisteme dahil edilmiş kimselerin sistemin sunduğu hizmetleri aşırı ve kontrolsüz şekilde kullanmaları neticesinde yoksulluğa düşmeleri yahut durumlarının daha da kötüleşmesi de mümkündür. Aynı şekilde her ne kadar FTY ile dışlanmış kesimler sisteme dahil edilseler de, kredilendirme politikası çerçevesinde bankanın yüksek gelirli kimselere kredi açmaya yönelik kararı gelir eşitsizliğini bu kimselerin lehine olacak şekilde artırabilmektedir.
Sonuç olarak FTY yalnızca finansal sistemin kapsayıcılığını artırmak değil aynı zamanda bu kapsayıcılığın bireyler ve toplumlar için anlamlı iktisadi kazanımlara dönüşmesini sağlamakla amacına ulaşabilir. Kavramın sürdürülebilir kalkınma kapsamında çeşitli iktisadi hedeflerin gerçekleştirilmesine katkısı açıktır. Ancak olumlu sonuçlar elde edebilmek açısından finansal okuryazarlık, düzenleyici önlemler ve sisteme yeni dahil olacak kesimlerin ihtiyaçlarına uygun politikalarla desteklenmesi gerekmektedir. Ancak bu durumda kalkınma sürecinde önemli bir araç işlevi görebilir. Aksi durumda çalışmada değinilen potansiyel faydalarının tersi yönde etkilerinin olabileceği de aşikârdır.
Kaynakça
- Sapre, Nikhil. 2021. “Financial Inclusion”. Ss. 172-92 içinde A Practical Guide to Financial Services. London: Routledge.
- Sarma, Mandira. 2008. Index of Financial Inclusion. Working Paper. 215. Indian Council for Research on International Economic Relations (ICRIER). https://www.econstor.eu/handle/10419/176233.
- World Bank. 2014. Global Financial Development Report 2014: Financial Inclusion. The World Bank.