GİRİŞ
Karabağ sorunu Güney Kafkasya`da barışa ve ekonomik kalkınmaya en büyük bölgesel tehdit olarak 1988`den günümüze kadar devam etmiştir. Azerbaycan topraklarının Ermenistan`ın işgal etmesiyle başlayan bu süreç yaklaşık 30 yıl boyunca bölge ülkeleri üzerinde Rusya, İran, Fransa vb. ülkeler tarafından bir baskı aracı olarak kullanılmış, zaman zaman sivil ve askeri kayıpların yaşanmasına sebep olmuş ve bölgenin ekonomik kalkınmasını engellemiştir. 2020`de Azerbaycan ordusu tarafından Ermenistan`ın işgalinde olan toprakların kurtarılması, 2023`de ayrılıkçı ve sözde Dağlık Karabağ Cumhuriyeti`nin kendisini feshetmesi ve geçtiğimiz günlerde de ABD`nin başkenti Washington`da imzalan barış bildirgesiyle yaklaşık 30 yıl devam eden çatışmalar, sonuçsuz arabuluculuk girişimleri ve yılarca devam eden müzakere süreçleri sonuçlanmış ve bölgede barış rüzgarları esmeğe başlamıştır.
Bölgesel entegrasyonun hızlanması için önemli bir yapı taşı görevi üstlenecek olan Zengezur Koridoru`nun açılması girişimleri ise bölge ülkelerinin ekonomik kalkınmasına kapı aralayacaktır. Savaştan barışa uzanan bu zorlu sürecin açıklanması için bu makale birkaç başlıkta açıklanacaktır. Birinci bölümde sorunun kısa özeti, ikinci bölümde 2020`de başlayan İkinci Karabağ Savaşı, üçüncü bölümde Zengezur Koridoru, onun ekonomik önemi ve nihayet dördüncü bölümdeyse barış süreci açıklanacaktır.
I. SORUNUN KISA ÖZETİ
Karabağ sorunu 1988`den itibaren Güney Kafkasya`nın gelişmesi ve dünya ile entegrasyonuna en büyük tehdit olarak ortaya çıkmış, Ermenistan`ın Azerbaycan topraklarını işgal etmesi ile devam etmiş ve bölgenin ekonomik kalkınmasına, siyasi istikrarın sağlanmasına büyük engel olmuştur. 1990`da Nahcivan’a bağlı birkaç yerleşim yerinin işgali ile başlayan süreç hızlanarak devam etmiş, 26 Şubat 1992`de Hocalı soykırımı yapılmış, aynı yıl Şuşa, Laçin, Hocavent, Ağdere bölgeleri işgal edilmiştir.
1993`de de işgal devam etmiş ve aynı yıl Füzuli, Cebrayıl, Gubadlı, Zengilan, Kelbecer, Ağdam işgal edilmiştir. 12 Mayıs 1994`de ateşkes ilan edilmiştir. Ateşkesin Azerbaycan’a yönelik askeri saldırıyı sona erdirmediği unutulmamalıdır. Ermenistan, 1994’ten 2020`ye kadar geçen 26 yıl boyunca Azerbaycan topraklarının beşte birini yasadışı olarak işgal etmeye devam etmiş ve 1 milyondan fazla Azerbaycanlının anavatanlarına dönmesini engellemiştir. Ayrıca, ateşkesin ardından Azerbaycanlı askeri personele ve sivillere karşı tekrar tekrar güç kullanımı vakaları yaşanmış ve Azerbaycanlı sivil halka zarar vermek amacıyla rezervuarlardan kasıtlı olarak su boşaltılması veya kış aylarında toprakların yakılması gibi diğer alışılmadık yöntemlere başvurulmuştur.
Ateşkesten sonra Ermeni silahlı kuvvetlerinin Azerbaycan’a yönelik başlıca saldırıları Nisan 2016, Temmuz 2020 ve Eylül 2020’de gerçekleşmiştir. 27 Eylül 2020`de Ermenistan`ın saldırılarına karşılık olarak Azerbaycan ordusu tarafından toprakların işgalden kurtarılma operasyonu ve 44 gün sürecek olan savaş başlamıştır.
II. İKİNCİ KARABAĞ SAVAŞI
Azerbaycan–Ermenistan arasındaki 44 Günlük Savaş (İkinci Karabağ Savaşı), 27 Eylül 2020’de başlamış ve 10 Kasım 2020’de Rusya’nın arabuluculuğuyla imzalanan üçlü bildiriyle sona ermiştir. Çatışmalar, Ermenistan’ın Azerbaycan’ın cephe hattındaki sivil yerleşimlere ve askeri mevzilere saldırması üzerine geniş çaplı karşı operasyonlarla başlamıştır. Azerbaycan Ordusu, kısa sürede cephe hattının çeşitli yönlerinde ilerleyerek stratejik noktaları ele geçirmiştir.
Bu savaş, modern teknoloji (özellikle insansız hava araçları) ve hızlı manevra kabiliyetinin ön plana çıktığı bir çatışma olarak tarihe geçmiştir. Özellikle İkinci Karabağ Savaşı sırasında Azerbaycan ve Türkiye`nin ortak hareket etmesi, Türkiye`nin Azerbaycan`a siyasi destek vermesi savaşın sonucunun belirlenmesinde önemli faktörlerden biri haline gelmiştir. 44 gün boyunca Azerbaycan, işgal altındaki Cebrayıl, Füzuli, Zengilan, Gubadlı şehirlerini, ayrıca Hadrut kasabasını, Şuşa şehrini ve birçok stratejik köy ile tepeleri kurtarmıştır.
Savaş sonucunda toplamda 300’den fazla yerleşim yeri Ermenistan işgalinden temizlenmiştir. Şuşa’nın 8 Kasım 2020’de alınması, savaşın seyrini belirleyen dönüm noktası olmuş ve Ermenistan’ın teslim olma sürecini hızlandırmıştır. 10 Kasım 2020`de Azerbaycan ve Ermenistan arasında savaştan sonraki süreci düzenleyecek olan bildirge Rusya`nın garantörlüğünde imzalanmıştır.
Bu bildirgeye göre 15 Kasım 2020`de Kelbecer, 20 Kasım 2020`de Ağdam ve 1 Aralık 2020`de de Laçin rayonunun Azerbaycan`a geri verilmesini Ermenistan tarafı kabul etmiş oldu. Bu bildirgenin en önemli konu başlıklarından biri ise bölgedeki tüm lojistik hatlarının açılmasıyla ilgili maddesiydi. Nitekim, bildirgenin 9-cu maddesinde bölgedeki tüm ekonomik ve ulaşım bağlantıları yeniden yapılandırılması, Ermenistan`ın, vatandaşların, araçların ve yüklerin her iki yönde kesintisiz hareketini sağlamak amacıyla Azerbaycan Cumhuriyeti’nin batı bölgeleri ile Nahcivan Özerk Cumhuriyeti arasındaki ulaşım bağlantılarının güvenliğini garanti altına alması, Nahcivan Özerk Cumhuriyeti ile Azerbaycan’ın batı bölgelerini birbirine bağlayan yeni ulaşım hatlarının inşası deklare edilmiştir.
Dolayısıyla 10 Kasım 2020`de bugünlerde önemli gündem konusu haline gelen Zengezur Koridoru siyasi ve hukuki boyut kazanmıştır. 10 Kasım bildirgesinde her ne kadar Laçin, Kelbecer ve Ağdam`ın savaş yapılmadan Ermenistan tarafından Azerbaycan`a geri verilmesi yer alsa da Hankendi, Hocalı ve Hocavent`in Ermeni işgalinden kurtarılmasıyla ilgili bir girişim olmamıştır. Bir diğer önemli noktaysa bildirgede Rus barış güçlerinin bölgeye gelmesine olanak sağlanmıştır. 2020-2023 dönemi arasında yukarıda adı geçen bölgeler işgalden kurtarılsa da Karabağ`ın en önemli yerleşim alanları Ermeni silahlı güçlerinin kontrolünde kalmaya devam etmiştir. Fakat 2023`de Azerbaycan`ın “antiterör operasyonlarına” başlaması ile Azerbaycan`ın tüm toprakları üzerinde egemenlik kurması sağlanmıştır.
19 Eylül 2023 günü, günün ilk yarısında Hocavent’de meydana gelen bir mayın patlamasında dört polis memuru ve iki sivil olmak üzere altı kişinin hayatını kaybetmesinin ardından, Azerbaycan aynı gün bu olayı “terör eylemi” olarak nitelendirmiş bu olaylara karşı askeri operasyonlara başlamıştır. Bakü’nün “antiterör operasyonu” olarak adlandırdığı 23 saatlik çatışma, Karabağ’daki ayrılıkçı yetkililerin teslim olmasının ardından durdurulmuştur.
Azerbaycan ordusunun Hankendi, Hocalı, Ağdere ve Hocavent bölgelerine Azerbaycan bayrağı diktiğini gösteren video görüntüleri sosyal medyada paylaşıldı ve 23 saatlik zaman diliminde adı geçen bölgeler ayrılıkçılardan temizlendi. Antiterör operasyonları Azerbaycan`ın tüm uluslararası hukuka göre tanınmış toprakları üzerinde tam egemenlik sağlamasına olanak sağlamıştır. Operasyonlardan birkaç gün sonra 28 Eylül 2023`de ayrılıkçı ve sözde Dağlık Karabağ Cumhuriyeti kendini feshetti. Dolayısıyla antiterör operasyonlarının Azerbaycan ordusu tarafından başarıyla sonuçlandırılmasından sonra İkinci Karabağ Savaşı Azerbaycan`ın ezici zaferiyle nihayete ermiştir. Bu aşamadan sonraysa barış girişimleri başlatılmış ve Zengezur Koridoru bölgenin ekonomik ve jeopolitik denkleminde önemli bir yer tutmaya başlamıştır.
III. ZENGEZUR KORİDORU
Zengezur Koridoru fikri, Sovyetler Birliği döneminde mevcut olan ve Azerbaycan’ın batı bölgeleri ile Nahcivan Özerk Cumhuriyeti’ni Ermenistan’ın Zengezur bölgesinden geçen demir yolu hattı üzerinden bağlayan ulaşım ağının yeniden canlandırılması düşüncesine dayanmaktadır. 1991’de Ermenistan ile Azerbaycan arasında başlayan Birinci Karabağ Savaşı sırasında bu hat kullanılamaz hale gelmiş ve bölge fiilen Azerbaycan’ın batısı ile Nahcivan arasındaki doğrudan kara ulaşımının kesilmesine yol açmıştır. 2020’deki İkinci Karabağ Savaşı sonrasında imzalanan 10 Kasım Üçlü Bildirisi’nin 9. maddesi, bölgede tüm ulaşım hatlarının açılmasını öngörmüş, bu durum Zengezur Koridoru tartışmalarını resmî düzleme taşımıştır.
Azerbaycan, Zengezur Koridoru’nun hem 10 Kasım 2020 bildirisi hem de bölgesel entegrasyon ilkeleri çerçevesinde meşru bir hak olduğunu savunmaktadır. Türkiye de bu projeyi destekleyerek, koridorun Türk dünyası ile doğrudan bağlantı sağlayacak stratejik bir hat olacağını vurgulamaktadır. Buna karşılık Ermenistan, “koridor” kavramını egemenlik ihlali olarak nitelendirmekte ve bunun yerine kendi yasaları çerçevesinde kontrollü geçişten yana tavır almaktadır. İran ise, bu hattın açılmasının kendi topraklarından geçen mevcut Azerbaycan–Nahcivan bağlantısını devre dışı bırakmasından ve Güney Kafkasya’daki nüfuzunu zayıflatmasından endişe etmektedir.
Zengezur Koridoru’nun hayata geçirilmesi, Orta Asya’dan Türkiye’ye uzanan “Orta Koridor” ulaştırma hattının kritik bir halkasının tamamlanması anlamına gelecektir. Bu durum, Azerbaycan’ın lojistik merkez olma iddiasını güçlendirecek, taşımacılık maliyetlerini azaltacak ve Avrupa ile Asya arasındaki transit süresini kısaltacaktır. Aynı zamanda enerji nakil hatlarının çeşitlendirilmesi, ticaret hacminin artması ve bölgesel entegrasyonun hızlanması beklenmektedir. Stratejik açıdan bakıldığında, koridorun açılması Nahcivan üzerindeki coğrafi izolasyonu bitirerek Türkiye ile kesintisiz kara bağlantısı sağlayacaktır.

Rusya, 10 Kasım 2020 bildirisinin garantörü olarak sürecin merkezinde yer almakta ve koridorun güvenliğini kendi barış gücü unsurları üzerinden sağlama arayışında olmuştur. Nitekim, 10 Kasım Bildirisi ile birlikte Azerbaycan`a Rusya barış güçleri 5 yıllık süre için yerleştirilse de bu süre dolmadan Rusya barış güçleri bölgeden çıkarılmaya başlamıştır. Nisan 2024`de Rusya barış güçlerinin Azerbaycan topraklarını terk etmesiyle ilgili haberler yayılsa da Haziran 2024`de bu barış güçleri tamamen Azerbaycan topraklarını terk etmiş ve Rusya`nın koridoru kontrol etme planları gerçekleşememiştir.
Avrupa Birliği, bölgedeki ulaştırma bağlantılarının güçlenmesini desteklerken, bunu barış sürecinin bir unsuru olarak görmektedir. Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi açısından da Zengezur Koridoru, Orta Asya–Kafkasya–Avrupa hattında stratejik bir tamamlayıcı unsur olabilir. Buna karşın, İran ve Ermenistan’ın çekinceleri, projenin jeopolitik açıdan hassasiyetini artırmaktadır.
Zengezur Koridoru ekonomik getirileriyle de dikkat çeken bir proje olarak ortaya çıkmaktadır. Nitekim, Dünya Bankası`nın hesaplamalarına göre koridorun tam anlamıyla çalışması durumunda 2027 yılına kadar yıllık 50-100 milyar dolarlık ticaret değeri elde edilebilir. Bu ticaret hacmindeki artış, önemli lojistik verimliliklerinin elde edilmesiyle de desteklenecektir. Bloomberg’in verileri, koridorun Avrupa-Asya geçiş sürelerini mevcut güzergahlara kıyasla 12-15 gün kısaltabileceğini göstermektedir.
Koridorun faaliyete geçmesi için yapılacak olan altyapı yatırımları da dikkate değer ölçüde olacaktır. Hesaplamalara göre 2025`den itibaren 5-10 yıl içinde koridorun altyapı maliyetlerinin 3-5 milyar dolar olacağını tahmin edilmektedir. Tüm bu faaliyetlerin Azerbaycan ekonomisine de katkılarının olacağı doğaldır. Nitekim, elde edilen bazı araştırma sonuçları koridorun faaliyete geçmesi sonucunda Azerbaycan`da enerji dışı GSYH`nin her yıl %2 oranında artmasını öngörmektedir. Bu da ülkenin ihracat hacminin her yıl 700 milyon dolar artmasına karşılık gelmektedir.
T.C Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı verilerine göre her yıl Türkiye`den Orta Asya`ya İran üzerinden 45-50 bin TIR geçiş yapmaktadır. Zengezur Koridorunun açılması ise Türkiye-Orta Asya ticaretinde İran`ın geçiş güzergahları üzerindeki tekelinin kırılması ve her yıl geçiş yapan 45-50 bin TIR geçişlerinden elde edilen gelirin riske atılması anlamına gelmektedir. Bu sebeple de koridorun açılmasına İran`dan gelen tepkiler genellikle olumsuz olmaktadır.
Türkiye açısından ise koridorun açılmasının ticaret sürelerinin kısalması anlamına gelmektedir. Koridorun açılmasının Türkiye açısından bir diğer önemi ise Orta Asya enerji rezervlerinin Avrupa`ya ulaştırılmasında transit ülke olma potansiyelinin biraz daha pekiştirilmesi olacaktır. Ayrıca Zengezur Koridoru Türkiye`nin doğu illerinin ticaret dinamiklerinin gelişmesine de katkı sunabilmektedir.
Nitekim, son verilere göre koridorun hayata geçmesi durumunda Doğu Anadolu illerindeki Türk işletmelerinin, ihracat kapasitesinde yıllık 160 milyon dolardan 500 milyon dolara kadar artış beklenmektedir. Bu da ihracatın %310’luk bir artışı anlamına gelmektedir. Bu ihracat artışının Türkiye`nin Ermenistan sınırına yakın bulunan Kars, Iğdır ve Ardahan illerinin ekonomik kalkınmasını teşvik edeceği de beklenmektedir.
IV. BARIŞ
Azerbaycan kendi toprakları üzerinde devlet egemenliğini tam olarak tesis ettikten ve ayrılıkçı rejim kendini feshettikten sonra Azerbaycan tarafından barış anlaşmasının imzalanması ve Zengezur koridorunun faaliyete geçmesi için girişimler başlatılmıştır. Medyaya yansıyan haberlere ve resmî açıklamalara göre 17 maddelik barış anlaşması Azerbaycan tarafından önerilmiş, Azerbaycan ve Ermenistan`ın kendi ulusal egemenliğinde olan toprak bütünlüğünün tanınmasının temel taşlarını oluşturmuştur. 2024`den itibaren devam eden müzakere süreçleri birkaç defa Ermenistan, Fransa, Rusya ve İran tarafından sekteye uğratılmaya çalışılsa da her iki ülke barış anlaşmasının nihai metni üzerinde anlaşmayı başarmışlardır.
En son Temmuz 2025`de Abu Dabi`de Azerbaycan ve Ermenistan arasında hiçbir arabulucu ülke olmadan görüşmeler gerçeklemiştir. Bu girişim özellikle iki ülke arasındaki sorunların ikili perspektifte çözülmesi açısından önemli bir girişim olarak nitelendirilmektedir. Daha sonra 8 Ağustos’ta Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Amerika Birleşik Devletleri Cumhurbaşkanı Donald Trump ve Ermenistan Cumhuriyeti Başbakanı Nikol Paşinyan, Amerika Birleşik Devletleri’nin başkenti Washington’da gerçekleştirdiği görüşmeye ilişkin ortak bildiriyi imzaladılar. Washington Bildirisi birçok açıdan önem arz etmektedir. Nitekim, bildiride Azerbaycan tarafından önerilen Barış Anlaşmasının paraflanması ve AGİT Minsk Grubunun lağvedilmesiyle ilgili önemli konular deklare edilmiştir. Buna göre, Azerbaycan ve Ermenistan tarafı barış anlaşmasını imzalamasalar bile bu anlaşmanın tüm maddeleri üzerinde anlaştıklarını deklare etmişlerdir.
Bir diğer önemi konu başlığı ise AGİT Minsk grubunun lağvedilmesidir. Nitekim, Karabağ sorunu çözümlendiği ve Azerbaycan kendi toprakları üzerinde egemenlik tesis ettiği için sorunla ilgilenmek ve çözüm önerileri bulmakla yükümlü olan bir teşkilatın mevcudiyetine de gerek kalmamaktadır. Nihai barış anlaşmasının imzalanması ise yukarıda açıklanan iki konunun çözümlenmesine bağlıdır. Bilindiği üzere Ermenistan Bağımsızlık Bildirgesi`nde Ağrı Dağı ve Karabağ`a dair toprak iddiaları yer almaktadır. Ermenistan Anayasası`nda ise Bağımsızlık Bildirgesi`ne atıf yapılmaktadır. Azerbaycan tarafı anayasada Azerbaycan`a ait toprak iddialarının mevcut olduğu maddelerin değiştirilmesini ve AGİT Minsk Grubu`nun lağvedilmesini kalıcı ve istikrarlı barışın tesisi ve barış anlaşmasının imzalanması için ön şart olarak öne sürmektedir.
Washington Bildirisi`nin imzalanması sırasında bir diğer dikkat çeken nokta ise Ermenistan tarafından Zengezur Koridorunun 99 yıl süreyle ABD`ye işletme hakkını tanınmasıdır. Bu girişim İran ve Rusya`nın koridorun kontrolünü ele geçirmeye yönelik girişimlerini dengeleme amacı taşımaktadır. Zengezur Koridoru ile ilgili Azerbaycan tarafının temel şartı ise Bakü`den Nahcivan`a doğru yola çıkan bir aracın hiçbir gümrük ve sınır kontrolüne tabi olmadan güvenlikli bir şekilde Nahcivan`a ulaşmasıdır. Washington Bildirisi`nin imzalanması sırasında liderler tarafından verilen mesajlarda da bu şartın temin edileceği gözlemlenmektedir.
Washington Bildirisi her ne kadar İran ve Rusya tarafından belli tepkilerle karşılansa da Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklama dikkat çekicidir. Nitekim, bakanlığın resmî açıklamasında “…Güney Kafkasya’nın huzur ve refaha kavuşması yönünde tarihi bir fırsat yakalanmıştır. Türkiye olarak, bu fırsatın hayata geçirilmesi için ortaya koyulan çabalara katkı sunmaya devam edecek ve can Azerbaycan’ın özveriyle sürdürdüğü gayretleri destekleyeceğiz” ifadeleri yer almaktadır. Avrupa Birliği, ABD başta olmakla çeşitli ülkelerden gelen destek bildirileri Güney Kafkasya`da barışın sağlanmasının tüm bölge ülkelerinin çıkarına olacağını göstermektedir.
Washington`da gerçekleşen bir diğer önemli gelişmeyse Azerbaycan ve ABD arasında stratejik iş birliğinin kurulmasına yönelik imzalanan belgeler ve ABD`nin Azerbaycan`a yardımlarını engelleyen 907 numaralı ek maddenin Donald Trump tarafından lağvedilmesi olmuştur. Bunun dışında ABD ve batı sermayesinin bölgeye gelmesiyle bölgenin ekonomik açıdan kalkınması ve kalıcı barışın sağlanması için önemli fırsatlar yakalanabilir. Her ne kadar Washington`da nihai barış anlaşması imzalanmasa da barış anlaşmasının nihai versiyonunun paraflanması (onaylanması), Zengezur Koridoru`nun 99 yıl süreyle ABD operatörlüğünde faaliyete başlamasının yolunun açılması bölgenin istikrarı açısından önemli yapı taşlarını oluşturmaktadır. Nitekim, ortak bildirinin imzalanmasından hemen sonra ulusal televizyonlara demeç veren Cumhurbaşkanı Aliyev bölgeye barışın geldiğini açıklamış ve koridorun faaliyete geçmesinden Türkiye, Ermenistan, Azerbaycan başta olmakla tüm ülkelerin faydalanabileceklerini belirtmiştir.
KAYNAKÇA
Nazirlər Kabineti, 44 günlük zəfər, https://nk.gov.az/az/azerbaycan/veten-muharibesi
Azərbaycan Respublikasının Prezidenti, Azərbaycan Prezidentinin və Ermənistanın Baş nazirinin Vaşinqton şəhərində keçirilmiş görüşünə dair Birgə Bəyannamə imzalanıb, https://president.az/az/articles/view/69572
Azərbaycan Respublikasının Prezidenti , Əbu-Dabidə Prezident İlham Əliyevin Ermənistanın Baş naziri Nikol Paşinyanla görüşü olub, https://president.az/az/articles/view/69350
BBC Azərbaycanca, Əliyev və Paşinyanın Əbu-Dabi görüşü: Rusiyasız razılıq əldə etmək şansı?, https://www.bbc.com/azeri/articles/c04d16wnqpeo
Azərtac, Azərbaycan Əbu-Dabidən dünyaya sülh mesajı verdi, https://video.azertag.az/video/263367
Forbes, America’s High-Stakes Bet On Zangezur: How A U.S.-Led Corridor Could Slash Europe’s Energy Costs And Counter Russia, https://www.forbes.com/sites/guneyyildiz/2025/07/18/americas-high-stakes-bet-on-zangezur-how-a-us-led-corridor-could-slash-europes-energy-costs-and-counter-russia/
T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Sınır Geçiş İstatistikleri, https://uhdgmistatistik.uab.gov.tr/sinir-gecis-istatistikleri