Son günlerde uluslararası gündemin öne çıkan konularından biri, ABD’nin birçok ülkeye getirmeyi planladığı yeni gümrük tarifeleridir. 2 Nisan tarihinde açıklanan bu tarifeler, %10 ile %49 arasında değişen oranlarda belirlendi. Ancak özellikle Çin’in misilleme niteliğindeki vergi uygulamalarına başlamasıyla, iki ülke tarafından peşi sıra yeni vergi oranlarının devreye alındığı bir sürecin fitili ateşlenmiştir. İlk olarak ABD, Çin’den ithal edilen ürünlere yönelik olarak %34 oranında ek gümrük vergisi uygulamaya karar vermiş; bu oran, daha önce yürürlükte olan %20’lik tarifeyle birlikte toplamda %54’e ulaşmıştır. Çin ise bu adıma karşılık olarak, ABD menşeli ürünlere %34 oranında gümrük vergisi uygulayacağını açıklamıştır. Takip eden on gün içinde, her iki ülke karşılıklı olarak vergi oranlarını kısa aralıklarla artırmış ve adeta bir “vergi yarışı” başlamıştır. 14 Nisan 2025 itibarıyla ABD’nin Çin’e uyguladığı gümrük vergisi oranı %145’e, Çin’in ABD’ye uyguladığı oran ise %125’e ulaşmıştır1.
Bu sürecin ardından, ABD yönetimi Çin dışındaki ülkelere uygulamayı planladığı gümrük vergilerini 90 gün süreyle ertelediğini açıklamıştır. Tüm bu gelişmeler, uluslararası ticarette serbestleşmenin öncülerinden biri olarak bilinen ABD’nin neden korumacı politikalara yöneldiği sorusunu gündeme getirmektedir. Dünya ekonomisinin liberalleşmesinde kilit rol oynayan ABD’nin, dış ticarette bu denli sert bir rota değişikliğine gitmesinin ardında yatan dinamiklerin anlaşılması, sürecin geleceği açısından büyük önem taşımaktadır.
1980 sonrası küresel ticaretin değişimi
Dünya ticaretinin son 45 yıldaki değişimi, ABD’nin neden korumacı politikalara yöneldiğini aslında gösteriyor. Aşağıdaki grafikte dünya ihracatında ülkelerin paylarının 1980’lerden günümüze nasıl değiştiği görülmektedir. Grafik, 1980-2023 yılları arasında dünya ihracatında en az %2 paya sahip olan ülkelerin ihracat oranlarının zaman içindeki değişimini göstermektedir. Dikey eksende ülkelerin dünya ihracatındaki payı (yüzde cinsinden) yer alırken, yatay eksen yıllar gösterilmektedir. 1980-2000 yılları arasında ABD (mavi çizgi) dünyanın en fazla ihracat yapan ülkesi konumundadır. Ancak 2000 yılı ile birlikte oransal olarak önemli bir düşüş yaşamıştır. Çin (kırmızı çizgi) ise 2001’de Dünya Ticaret Örgütü’ne katılmasıyla birlikte dünya ihracatındaki payını çok hızlı şekilde yükseltmiştir. Öyle ki 2010’lu yılların ikinci yarısından itibaren dünyanın en fazla ihracat yapan ülkesi konumuna gelmiştir. Almanya, Fransa, Japonya, Güney Kore (gri çizgiler) gibi ülkeler ise net bir şekilde dünya ihracatında oransal olarak küçülme yaşamışlardır2.

Benzer bir eğilim ithalat için de geçerlidir. 2000’li yıllardan sonra ABD’nin payı azalma eğilimine girmiş, Çin ise ihracat grafiğine benzer şekilde 2000’li yıllarda ithalatını da önemli ölçüde artırmıştır 3.

Görüldüğü üzere son 20 yılda küresel ticarette ABD’nin payı küçülürken Çin’in payı sürekli artmıştır.
ABD Sanayi Sektörünün Değişimi ve Çin’in Etkisi
1980’lerden 2000’li yıllara kadar ABD, sanayi üretimi ve teknolojik inovasyon alanında küresel lider konumundaydı. Ancak Çin’in düşük işgücü maliyeti, hızla gelişen altyapısı ve devlet destekli teşvik politikaları, uluslararası firmaların üretim faaliyetlerini Çin’e kaydırmasına neden oldu. Bu gelişmeler, Amerikan şirketlerinin Ar-Ge, tasarım ve yüksek katma değerli teknolojilere odaklanırken, üretimin diğer aşamalarını yurt dışına taşıma eğilimini güçlendirdi.
2000’li yılların başından itibaren, birçok sanayi kolunda üretim giderek Çin ve diğer Asya ülkelerine kaydı. Bu yapısal dönüşüm, ABD imalat sektöründe istihdam kayıplarına yol açtı. Nitekim Ocak 2001’de yaklaşık 17 milyon kişiye istihdam sağlayan imalat sanayi, Çin’in ucuz ürünlerle ABD pazarına girmesi, Amerikan üretiminin Asya’ya kayması ve 2008 küresel finans krizinin etkisiyle, 2010 yılına gelindiğinde istihdamını 11,4 milyona kadar düşürdü. Ocak 2025 itibarıyla ise bu sayı ancak 12,7 milyona yükselebildi4.
Sonuç olarak, ABD’de özellikle geleneksel imalat sektörünün yoğunlaştığı bölgelerde yaşayan insanlar, artan işsizlik ve ekonomik durgunlukla karşı karşıya kalmıştır. Bu durum, ABD’nin küresel piyasalardaki rekabet gücünün zayıflaması ve pazar payının azalmasıyla birlikte, ülke içinde de ciddi siyasi ve toplumsal sorunların ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır.
Nitekim, 2011 yılında finansal piyasaların hızla büyümesine karşın tarım ve imalat gibi reel sektörlerin giderek küçülmesi ve gelir eşitsizliğinin belirgin biçimde artması, “Occupy Wall Street” (Wall Street’i İşgal Et) protestolarını tetiklemiştir. “Biz %99’uz” sloganıyla geniş katılım gören bu hareket, toplumun büyük bir kesiminin ekonomik sisteme duyduğu tepkinin sembolü hâline gelmiştir.
Günümüzde ise sanayisizleşme ve küresel rekabetin etkisiyle ABD’de orta sınıfın gelir seviyesinin gerilemesi ve gelir dağılımındaki adaletsizliğin derinleşmesi, ekonomi yazınında sıkça vurgulanan başlıca sorunlar arasında yer almaktadır.
Peter Navarro ve Death by China
ABD’nin dış ticaret politikalarındaki son derece sert dönüşünü analiz ederken adı sıkça geçen isimlerden biri de Peter Navarro’dur. Navarro’nun kıymeti, Donald Trump’ın mevcut başkanlık döneminde “ticaret ve üretimden sorumlu kıdemli danışman” olarak görev yapmasından gelmektedir. Bu görevinde, Trump yönetiminin ticaret politikalarının şekillendirilmesinde önemli bir rol oynadığı açıktır.

Navarro, özellikle Çin’in ticaret politikalarına dair eleştirel görüşleriyle tanınan bir isimdir ve en fazla ses getiren eseri ise “Death by China” adlı kitabıdır. Kitabın bir belgeselini bile çekmişlerdir5. Navarro kitabında Çin’in hızla büyüyen ticaret hacmi ve pek çok sektörde yarattığı fiyat avantajını detaylı biçimde ele almaktadır. Ona göre, Çin’in düşük maliyetli ve kur manipülasyonu gibi avantajlar sağladığı iddia edilen üretim modeli, ABD gibi gelişmiş ekonomilerdeki imalat sektörünü zayıflatmakta ve yerli üreticileri rekabet edemez hale getirmektedir. Kitapta, ABD’nin bu durum karşısında korumacı önlemler alması gerektiği savunulur; bu yaklaşım, son dönemdeki gümrük vergisi artışlarının ardındaki fikirsel altyapıyı da büyük ölçüde yansıtmaktadır.
Ayrıca Navarro, Death by China kitabında, haksız ticaret uygulamaları, damping politikaları, fikri mülkiyet hakları ihlalleri ve geri dönüşü zor çevresel maliyetlerin Çin’in büyümesinde etkili olduğunu ileri sürmektedir. Bu tezlerin doğruluğu tabi ki de tartışmaya açıktır. Ancak Çin ile ilgili bu tarz tezlerin Amerikan orta sınıfınca benimsendiği de bir gerçektir. Trump’ın 2016’da ve 2024 yıllarında kazandığı seçimlerinin arkasında ihmal edilmiş orta sınıf bulunduğuna ilişkin birçok analiz bulunmaktadır6–7.
Sonuç ve Küresel Yansımalar
Çin’in dünyadaki en büyük ihracatçı konumuna yükselmesi ve ABD’nin pazar payını kaybetmesi, uzun süredir devam eden yapısal bir dönüşümün sonucudur. ABD’nin son dönemde aldığı korumacı önlemler ve bu önlemlere Çin’in verdiği misilleme yanıtları, küresel ticaretin seyrini yeniden şekillendirmektedir. ABD yönetiminin diğer ülkelere yönelik ek tarifeleri 90 gün ertelemesi dahi, mevcut gerilimin yalnızca ABD-Çin ekseninde değil, küresel çapta genişleyebileceğinin sinyallerini vermektedir.
Nisan 2025 itibarıyla içinde bulunduğumuz dönem, ek gümrük vergileri ve korumacılık politikaları yoluyla büyük ekonomilerin birbirine karşı güç gösterisinde bulunduğu, kapsamlı bir ticaret savaşı riskini artıran bir sürece işaret etmektedir. Dünya ekonomisinin liberalleşmesinde öncü rol oynayan aktörlerin şimdi korumacı politikalara yönelmesi, uluslararası ticaret ve diplomasi alanında uzun vadeli belirsizlikleri beraberinde getirmektedir. ABD’de yaşanan sanayisizleşme ve buna bağlı işgücü kayıplarının yarattığı sosyal ve siyasi etkiler, benzer süreçlerden geçen Avrupa kıtasında da korumacı politikaların güç kazanmasına ve ticaret savaşlarının daha yoğun şekilde tartışılmasına zemin hazırlamaktadır.
- Wikipedia contributors. (2025, April 14). China–United States trade war. Wikipedia. https://en.wikipedia.org/wiki/China%E2%80%93United_States_trade_war ↩︎
- World Bank Open Data. (n.d.). World Bank Open Data. https://data.worldbank.org/indicator/NE.EXP.GNFS.CD ↩︎
- World Bank Open Data. (n.d.). World Bank Open Data. https://data.worldbank.org/indicator/NE.IMP.GNFS.CD ↩︎
- Bureau of Labor Statistics Data. (n.d.). Bureau of Labor Statistics. https://data.bls.gov/pdq/SurveyOutputServlet ↩︎
- DeathByChina. (2016, April 10). Death by China: How America lost its manufacturing Base (Official Version) [Video]. YouTube. https://youtu.be/mMlmjXtnIXI?si=wkETpYAkQ67-ua5q ↩︎
- Phillips, M. (2022, July 21). The hidden economics behind the rise of Donald Trump. Quartz. https://qz.com/626076/the-hidden-economics-behind-the-rise-of-donald-trump
↩︎ - Gajanan, M. (2016, November 10). Bernie Sanders says Donald Trump ‘Tapped into the anger of a declining middle class.’ TIME. https://time.com/4565698/bernie-sanders-donald-trump-election/?utm_source=chatgpt.com ↩︎