Üç avcı bir tavşana ok atar. İki ok isabet eder, tavşan ölür.
Şimdi, tavşan kimindir? Türk töresine, Karl Marx’a (Marksizm’e) kapitalizme, İslam’a, sosyal demokrasi ve anarşizme göre nasıl paylaşılır?
1. Türk Töresine Göre:
Türk töresi (geleneksel Türk hukuk ve ahlak anlayışı) adalete, yiğitliğe, emeğe ve topluluk ruhuna dayanır. Bu durumda:
• Tavşanı vuran iki avcı esas payı alır, çünkü emek ve başarı onlara aittir.
• Ancak üçüncü avcı tamamen dışlanmaz. Av arkadaşlığı ve paylaşma esas olduğundan küçük bir pay veya yemekten ortaklık alabilir.
Sonuç
Tavşan ikiye bölünmez; birlikte pişirilir, ama esas hisse tavşanı vuranlara aittir.
2. Karl Marx’a Göre (Marksizm):
Marksizm’de temel ilke emeğe göre paylaşımdır ama aynı zamanda ortak mülkiyet fikri vardır.
• Tavşan, bireylerin özel mülkiyeti olamaz; kolektif avcı topluluğunun malıdır.
• Vuran-vurmayan fark etmez; avcılık ortak bir üretim etkinliğidir.
• Ancak “herkese emeği kadar” ilkesi gereği, isabet ettirenler biraz daha fazla pay alabilir.
Sonuç
Tavşan, ortak sofrada yenir. Vuranlar biraz daha fazla alabilir, ama eşitlikçi bir yaklaşım esastır.
3. Kapitalizme Göre:
Kapitalizm bireysel başarı ve mülkiyete dayanır.
• Tavşanı vuran kişi(ler) sahip olur. Kim vurduysa onun malıdır.
• İki kişi vurduysa, onlar tavşanı yarı yarıya paylaşır.
• Üçüncü kişi “risk aldı ama isabet ettiremedi”, dolayısıyla hiçbir hak iddia edemez.
• İleri kapitalist bir senaryoda:
• Tavşanı vuran birisi hemen patent alır, markalaştırır, diğerine dava açabilir.
• Tavşan etinden “organik ürün” çıkarılır, pazara sürülür, üçüncü avcıya “yatırımcı” rolü verilip pay da alınabilir.
Sonuç
Tavşan, vuranlara aittir; diğerinin katkısı yoksa hiçbir hak vermez.
Bonus: Postmodern Yoruma Göre
• “Tavşan aslında bir anlatıdır; vurulup vurulmadığı da yoruma açıktır.”
• “Kimse tavşana sahip olamaz; o kendi varlığını belirler.”
4. İslam’a Göre:
İslam’da mal ve mülk konusunda temel ilkeler adalet, emek ve infak (paylaşma) ilkesidir. Amaç hem adaleti sağlamak hem de kalp kırmamaktır.
• Tavşanı vuranlar hak sahibidir; çünkü emek ve netice onların.
• Ancak üçüncü kişi tamamen dışlanmaz, çünkü birlikte avlanmak bir kardeşliktir. Allah’ın rızası gözetilerek paylaşım yapılmalıdır.” (Haşr 59/9) ayeti gereği tavşanı paylaşmak faziletli olur.
Sonuç
Tavşanı vuranlar esas hakkı alır ama üçüncü kişiye de gönül hoşluğu içinde pay verilir. Hem adalet hem merhamet esastır.
5. Sosyal Demokrasiye Göre:
Sosyal demokrasi, piyasa ekonomisini kabul eder ama devletin düzenleyici rolüyle sosyal adaleti savunur.
• Tavşanı vuranlar pay alır; ama devlet (örneğin orman görevlisi) gelir ve der ki:
“Evet, sizin emeğiniz var, ama orman herkesin. Tavşanı herkes adına avladınız.”
• Tavşan bölünür:
• Vuranlara %40
• Üçüncü avcıya %20
• Kalan %40 ise kamusal sofraya, örneğin köydeki yaşlılara dağıtılır.
Sonuç: Adalet ile eşitlik dengelenir. Herkes bir şey alır; ama emeğin karşılığı da korunur.
6. Anarşizme Göre:
Anarşizmde otorite ve mülkiyet eleştirilir; gönüllü dayanışma esastır.
• Tavşan kimin değildir, kimsenindir. Çünkü doğa ortaktır.
• Paylaşım, herhangi bir otoriteye başvurmadan yapılır; gönüllü anlaşma yoluyla belirlenir.
• “Sen mi vurdun, ben mi vurdum” diye tartışmak yerine:
“Hepimiz acıktık, haydi birlikte yiyelim.”
Sonuç
Tavşan ortak yenir. Sahiplik iddiası bir tür şiddet olarak görülür. Dayanışma ve özgürlükçü paylaşım esastır.
7. Liberalizme Göre:
Liberalizm bireyin özgürlüğünü ve mülkiyet hakkını kutsar.
• Tavşanı kim vurduysa, o sahibidir. Bu bir bireysel başarıdır.
• İki kişi vurduysa, tavşan ortak mülktür.
Ortaklık şartnamesi yapılabilir.
• Üçüncü kişi talep ederse, vuranlar isterse ona pazar fiyatı üzerinden pay satabilir.
Sonuç: Mülkiyet kutsaldır, paylaşım zorunlu değil, tercihseldir. Serbest pazarlıkla çözülür.
8. Komüniteryanizm (Toplumculuk):
Birey değil, toplumun ortak değerleri ve gelenekleri esastır.
• Tavşanı vuranlar topluluğun bir parçası oldukları için, bu av toplumsal bir eylemdir.
• Topluluğun değerleri ne diyorsa, o olur:
• Bazen yaşlılara,
• Bazen çocuklara,
• Bazen misafire verilir.
• Ama bu karar kişisel değil, geleneksel bir uzlaşmayla alınır.
Sonuç: Tavşan topluluğun değerlerine göre paylaştırılır. Kolektif aidiyet, bireysel hakların önündedir.
9. Nietzsche’ye Göre (Bireyci-Güç Ahlakı):
Nietzsche’ye göre güçlü olan haklıdır. Ahlak, zayıfların kurgusudur.
• Tavşanı kim öldürdüyse, irade göstermiştir ve hak sahibidir.
• Tavşanı almak için diğer avcıyı da ezebilir.
“Hak, güçlünün hakkıdır.”
• Üçüncü kişi zaten “zayıf” olduğu için oyundan düşmüştür.
Sonuç
Tavşanı, en güçlü ve kararlı olan yer. Diğerleri ya tabi olur, ya dışlanır. Güç, hak doğurur.