Siber Uzayın Yükselen Politik Gücü: Dijitalleşme ve Toplumsal Dönüşüm

By Akademiyet

Siber Uzayın Yükselen Politik Gücü: Dijitalleşme ve Toplumsal Dönüşüm

By: Akademiyet

Dr. Aytaç AYDIN

Yanlış bilginin yayılımı, aşırı hava olaylarının artışı, toplumsal kutuplaşma, siber casusluk ve savaş, devlet temelli silahlı çatışmalar, derinleşen eşitsizlik, zorunlu göç hareketleri ve insan hakları ile medeni özgürlüklerin aşınması; Dünya Ekonomik Forumu’nun Global Risk Raporu’nda altı çizilen, günümüzün en kritik ve birbiriyle bağlantılı küresel risk alanları arasında yer almaktadır. Bu risklerin bazıları doğrudan otoriter rejimler, devlet temelli güvenlik politikaları veya küresel güç dengeleriyle ilişkiliyken; bazıları ise çevresel krizler, teknolojik kırılganlıklar ve toplumlar arası yapısal eşitsizliklerin sonucudur.

Bu çok katmanlı ve birbirine bağlı risk yapısı içinde, siber uzay giderek daha belirgin bir politik alan hâline gelmekte; hem bu risklerin taşıyıcısı hem de alternatif çözümlerin geliştirildiği yeni bir mücadele ve ifade zemini olarak öne çıkmaktadır. 21.yüzyılın küreselleşme süreci, teknolojik gelişmeleri kaçınılmaz kılmış; bu süreçle birlikte sosyo-ekonomi, kültür, bilim, tıp ve günlük yaşamın neredeyse tüm alanları dijital teknolojilerle iç içe geçmiştir. Ancak bu dijital dönüşüm, yalnızca ekonomik ve teknik yenilikleri değil, aynı zamanda siyasal ve toplumsal örgütlenme biçimlerini de dönüştürmüştür. 1960-1980 dönemindeki fiziksel protesto ve sendikal hareketlerin yoğunluğu, günümüzde dijital tabanlı katılım modelleri ile birlikte değişmiştir.

Özellikle otoriter rejimlerin yükselişe geçtiği ve bireylerin fiziksel alanlarda düşüncelerini özgürce ifade edemedikleri durumlarda, siber uzay alternatif bir toplumsal örgütlenme alanı olarak öne çıkmaktadır. Bireyler sanal kimlikler ve VPN ağları aracılığıyla düşüncelerini ifade edebilmekte, benzer düşüncedeki bireylerle bağlantı kurarak dijital platformlarda kolektif hareketler inşa edebilmektedir. Bu durum, klasik anlamda bastırılmış olan sivil toplumun dijital biçimde yeniden doğuşuna işaret etmektedir.

2025 itibarıyla jeopolitik, çevresel ve toplumsal kırılganlıklar artarken, dijitalleşmenin sağladığı kolaylıklar yeni güvenlik açıklarını da beraberinde getirmiştir. Bölgesel çatışmalar, iklim krizine bağlı afetler ve kutuplaşmanın derinleşmesi, teknolojiyle iç içe geçmiş bir bilgi ekosistemi içerisinde daha karmaşık risk yapılarını tetiklemektedir. Bu bağlamda, karmaşık makine öğrenimi algoritmalarının dezenformasyon temelli siber saldırılar için kullanılabilmesi, güvenliğin sadece fiziksel değil, dijital düzlemde de yeniden tanımlanmasını zorunlu kılmaktadır (WEF, 2025). Yapay zekâ destekli araçlar, özellikle bilgi kirliliğinin yaygınlaşmasını hızlandırarak, doğru bilgiye erişimi güçleştirmektedir. Bu durum, yalnızca bireysel güvenlik açısından değil; kamu düzeni, demokratik seçim süreçleri ve toplumsal uzlaşı açısından da ciddi bir tehdide dönüşmektedir. Vergi sistemlerinden seçmen kayıtlarına kadar birçok alanda kullanılan yapay zekâ destekli dijital hizmetler, etkinliği artırmakla birlikte yeni kırılganlık alanlarını da doğurmaktadır (Tamar, Gellert, 2023)

Bu noktada, siber uzay yalnızca bir risk alanı değil, aynı zamanda demokratikleşme yönünde önemli fırsatlar da sunmaktadır. Fiziksel baskının yoğun olduğu rejimlerde, dijital alanlar bireyler için düşünce özgürlüğünün yeniden hayat bulduğu, alternatif siyasal söylemlerin geliştirildiği güvenli bölgeler hâline gelmektedir. Sanal ortamda kimliklerini gizleyen bireyler, bu dijital ortamda kolektif direnişlerin parçası hâline gelmekte, dijital aktivizm ve yurttaş katılımı güç kazanmaktadır.

Ancak, bu alanın sunduğu olanakların yanı sıra, siber saldırılar ve manipülasyon teknikleri de giderek daha sofistike bir hâl almaktadır. Yapay zekâ ile üretilen yanıltıcı içerikler; propaganda, kimlik hırsızlığı ve dijital sabotaj gibi amaçlarla kullanılabilmekte, hatta bireylerin seçim tercihlerini etkileyecek düzeye ulaşabilmektedir. Büyük veri setleriyle yönlendirilen davranışsal analizler sayesinde vatandaşlar, kendi bilgileri üzerinden manipüle edilebilmektedir. Cambridge Analytica örneği, bu riskin somutlaşmış hâli olarak dikkat çekmektedir (BBC,2018).

Sanal alanda şekillenen kitle hareketleri, klasik muhalefet modellerine alternatif üretmektedir. Fiziksel örgütlenmenin zor olduğu ortamlarda, bireyler zaman ve mekân sınırlaması olmaksızın çevrimiçi mecralarda bir araya gelebilmekte, dijital protestolar ve kampanyalarla toplumsal etki yaratabilmektedir. Bu durum, siber uzayın yalnızca bir teknoloji alanı değil, aynı zamanda yeni kamusal alanlar yaratma potansiyeline sahip bir siyasal zemin olduğunu göstermektedir.

Bu bağlamda hacker ve “hacktivist” kavramları da yeniden değerlendirilmelidir. Genel olarak otoriter rejimler, küreselleşme yanlısı aktörler ve neoliberal politik çevreler tarafından tehdit olarak görülen hacktivizm, muhalif gruplar açısından bilgiye erişimin demokratikleştirilmesi ve adil bir düzenin savunulması amacıyla yürütülen bir dijital direniş biçimi olarak algılanmaktadır. Jordan ve Taylor’a (2004) göre hacktivizm; savaş, tekelleşme, eşitsizlik ve bilgiye erişim hakkı gibi konularda direniş sergileyen bireylerin dijital eylemlerini kapsamaktadır.

Sonuç olarak, siber uzay günümüz dünyasında yalnızca bir güvenlik sorunu değil; aynı zamanda otoriter rejimler karşısında demokratik ifade alanı, alternatif siyasal katılım mecrası ve dijital yurttaşlığın yükseldiği yeni bir kamusal alan olarak değerlendirilmektedir. Dijitalleşmenin beraberinde getirdiği kırılganlıklar, dijital okuryazarlığın artırılmasını, siber güvenlik bilincinin toplumsallaştırılmasını ve uluslararası iş birliğinin güçlendirilmesini zorunlu kılmaktadır. Siber uzay, 21. yüzyılın hem tehditleri hem de olanakları barındıran en kritik stratejik alanlarından biri olarak, dikkatle yönetilmesi gereken bir toplumsal ve siyasal mecradır. Bu bağlamda, toplumsal duyarlılığa sahip bireylerin siber uzayda görünür ve etkili olması, dijital çağın getirdiği siyasal ve toplumsal dönüşümde söz sahibi olabilmeleri açısından kritik önemdedir.

Kaynaklar

BBC News. (2018, March 21). Cambridge Analytica: The story so far. https://www.bbc.com/news/technology-43465968

Jordan, T, Taylor, P., (2004), HACTIVISM AND CYBERWARS Rebels with A Cause, Published by Routledge, London.

Sharon, Tamar and Raphaël Gellert, “Regulating Big Tech expansionism? Sphere transgressions and the limits of Europe’s digital regulatory strategy”, Information, Communication and Society, 16 August 2023, https://www.tandfonline.com/doi/ full/10.1080/1369118X.2023.2246526

World Economic Forum. (2025). The global risks report 2025 (20th ed.) [Insight Report]. https://www.weforum.org/reports/the-global-risks-report-2025/

Yorum yapın