Değişen Küresel Dengeler ve Troikanın Yeniden Doğuşu
Soğuk Savaş sonrası dönemde ortaya çıkan Rusya-Hindistan-Çin (RIC) üçlü mekanizması, 21. yüzyılın çok kutuplu dünya arayışlarında yeniden stratejik önem kazanmaktadır. Bu dinamik, ABD’nin küresel hegemonyasına alternatif arayışların yanı sıra, Putin’in Büyük Avrasya Ortaklığı vizyonu ile Hindistan’ın Hint-Pasifik doktrini arasındaki potansiyel uyum arayışlarıyla şekillenmektedir. Hindistan’ın temel stratejik ikilemi, ABD ile kurduğu QUAD ittifakına rağmen, Rusya’yı Hint-Pasifik vizyonunun “ABD merkezli olmadığına” ve Putin’in Avrasya entegrasyon projesiyle uyumlu olduğuna ikna edebilmektir. Bu makale, bu karmaşık diplomatik denklemin jeopolitik, ekonomik ve güvenlik boyutlarını analiz ederek, mevcut küresel konjonktürde troikanın yeniden canlanma olasılıklarını değerlendirmektedir.
Tarihsel Arka Plan: RIC’den BRICS’e Jeopolitik Evrim
RIC troikası ilk olarak 1990’larda, Batı merkezli küresel yönetişime alternatif oluşturma amacıyla ortaya çıkmıştır. Üç ülkenin de BM Güvenlik Konseyi’nde (daimi veya geçici üye olarak) temsil edilmesi, bu mekanizmayı Batı dışı dünyanın sözcüsü konumuna getirmiştir. Ancak 2000’lerde Çin’in ekonomik yükselişi, Hindistan’ın ABD ile stratejik yakınlaşması ve Rusya’nın Avrasyacı politikaları, troikada gerilimlere yol açmıştır.
2014 sonrası dönemde Batı yaptırımlarına maruz kalan Rusya, Çin ile ilişkilerini derinleştirirken, Hindistan’ı kaybetme riskiyle karşı karşıya kalmıştır. Bu dönemde Hindistan, denge siyaseti yürüterek hem Rusya’dan askeri techizat almaya devam etmiş hem de ABD ile QUAD ittifakını geliştirmiştir. Ancak 2022 Ukrayna savaşı, bu dengeyi bozma tehdidi yaratmıştır. Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrasında Hindistan, Batı yaptırımlarına katılmayı reddederek Rus petrol alımını artırmış ve BRICS içindeki işlevselliğini korumuştur.
ABD Faktörü: Transatlantik Gerilimlerin Tetiklediği Çok Kutupluluk Arayışı
ABD’nin son dönem dış politikası, RIC troikasının yeniden canlanmasında katalizör işlevi görmektedir:
Trump Yönetimi’nin Realpolitik Yaklaşımı: 2025’te ikinci kez başkan seçilen Donald Trump, Ukrayna savaşında ateşkes önceliği politikasını benimsemiş ve Rusya ile doğrudan diyalog kanallarını açmıştır. 18 Mart 2025’teki 2.5 saatlik Putin-Trump telefon görüşmesinde, Karadeniz güvenliği ve esir takası gibi konularda mutabakat sağlanmıştır. Bu diyalog, Hindistan’ın Rusya ile ilişkilerinde Batı baskısı argümanını zayıflatırken, aynı zamanda ABD’nin Ukrayna’ya desteğinin sorgulanmasına yol açmıştır.
Liberal Düzenin Krizi: Trump’ın liberal dünya düzeninin sonu açıklamaları ve uluslararası kurumları ABD çıkarlarına aykırı olarak nitelemesi, gelişmekte olan ülkelerde alternatif arayışları hızlandırmaktadır. Princeton Üniversitesi’nden Prof. Ikenberry, Trump’ın dünyanın en büyük revizyonist gücü haline geldiğini belirtmektedir. Bu ortam, RIC ülkelerinin BM reformu ve çok kutuplu para sistemleri gibi konularda işbirliğini cazip kılmaktadır.
QUAD’ın Sınırları: Hindistan, ABD-Japonya-Avustralya ile kurduğu QUAD ittifakında, Çin’e karşı askeri bloklaşmadan ziyade hukuka dayalı düzen vurgusu yapmaktadır. Bu yaklaşım, Hindistan’ın Hint-Pasifik vizyonunu, Rusya’nın ABD kontrolündeki ittifak endişelerini yumuşatabilecek bir esneklik sunmaktadır.
Tablo: ABD Politikalarının RIC Dinamiklerine Etkisi
ABD Politikası | Rusya’ya Etkisi | Hindistan’a Etkisi | Troika Üzerinde Etkisi |
Ukrayna’da Ateşkes Çağrısı | Yaptırım baskısının azalması | Diplomatik manevra alanı genişlemesi | Rus-Hint ilişkilerinde Batı faktörünün zayıflaması |
Liberal Düzene Eleştiri | Uluslararası kurumlarda reform talebi | Çok kutuplu para sistemi arayışı | Kurumsal alternatiflerde işbirliği potansiyeli |
QUAD Askerileşmesi | Hint-Pasifik’te Çin odaklı endişe | Stratejik özerklik kaygıları | Hindistan’ın Rusya’ya yaklaşma ihtiyacı |
Hindistan’ın İkna Stratejisi: Büyük Avrasya ile Hint-Pasifik’in Kavşak Noktası
Hindistan, Rusya’yı kendi Hint-Pasifik vizyonuna ikna etmek için üç boyutlu bir diplomasi yürütmektedir:
1.Askeri-Teknolojik Bağımlılık ve Özerklik Dengesi
Rusya, Hindistan’ın geleneksel silah tedarikçisi olma konumunu sürdürmektedir. Ancak ABD yaptırımları (CAATSA), S-400 alımları gibi anlaşmalarda krize yol açabilmektedir. Hindistan, Rusya’ya ortak üretim ve teknoloji transferi önererek, ilişkiyi müşteri-tedarikçi düzeyinden stratejik ortaklığa taşımayı hedeflemektedir.
Hint-Pasifik’te deniz güvenliği işbirliği önerisi, Rusya’nın Batı karşıtı ittifak endişelerini gidermeye yöneliktir. Örneğin, Hint Okyanusu’nda ortak tatbikatlar, Rusya’nın bölgedeki varlığını meşrulaştırırken Hindistan’ın tarafsızlık imajını korumasına yardımcı olabilir.
2. Enerji Altyapısı ve Kuzey-Güney Ulaşım Koridoru
Rus petrolüne Hindistan’ın artan bağımlılığı (2022 sonrası %40 artış), Rusya için hayati önemdedir. Hindistan, bu bağımlılığı karşılıklı kazanç çerçevesine oturtarak, kuzey-güney ulaşım koridorunun (INSTC) canlandırılmasını teklif etmektedir. Bu koridor, Rusya-Hindistan ticaretinde nakliye maliyetlerini %30 azaltabilir ve Putin’in Büyük Avrasya ekonomik entegrasyon vizyonu ile uyumludur.
Doğal gaz altyapı yatırımları (örneğin Vostok projeleri), Rusya’nın Asya pazarına entegrasyonunda Hindistan’ı Çin’e alternatif ortak haline getirebilir.
3. Çok Kutuplu Kurumsal Mimari
Hindistan, BRICS’in genişleme sürecinde (Suudi Arabistan, İran, Mısır vb.) yavaşlama çağrısı yaparak, Rusya ve Çin’in aşırı nüfuzunu dengeleme çabasındadır. Bu tutum, Hindistan’ın Batı karşıtı blok inşasına direndiğini gösterirken, BRICS’i çok kutuplu reform platformu olarak savunmasını sağlamaktadır.
Yeni Kalkınma Bankası (NDB) üzerinden alternatif finans sistemleri, doların egemenliğine meydan okurken, Hindistan’ın bağlantısız kimliğini pekiştirmektedir.
Rusya’nın Bakış Açısı: Büyük Avrasya’da Hindistan’ın Rolü
Putin’in Büyük Avrasya Ortaklığı vizyonu, Şangay İşbirliği Örgütü (SCO), Avrasya Ekonomik Birliği (EAEU) ve Kuşak-Yol İnisiyatifi (BRI) arasında köprü kurmayı hedefler. Rusya için Hindistan’ın bu vizyona entegrasyonu, iki temel nedenden kritiktir:
- Çin’e Bağımlılığı Dengelenmesi: Rusya, Çin ile sınırsız ortaklık ilan etse de, ekonomik dengesizlikler (Rusya’nın hammadde ihracatçısı, Çin’in imalatçı konumu) ve Sibirya’nın demografik dönüşümü endişeleri, Moskova’yı alternatif ortaklar aramaya itmektedir. Hindistan’ın 1.4 milyar nüfusu ve büyüyen pazarı, bu denklemin doğal parçasıdır.
- Batı Yaptırımlarının Aşılması: Rusya’nın Swift’ten dışlanması ve merkez bankası varlıklarının dondurulması, alternatif ödeme sistemleri ihtiyacını doğurmuştur. Hindistan’la ruple-ruble takası, kripto para tabanlı ticaret gibi mekanizmalar, Rusya’nın finansal izolasyonunu kırmada hayatidir.
Ancak Rusya, Hindistan’ın Hint-Pasifik vizyonuna şüpheyle yaklaşmaktadır:
- QUAD’ın Askeri Potansiyeli: Rusya, QUAD’ı NATO’nun Asya uzantısı olarak görmekte ve Hindistan’ın ABD ile temel operasyonel protokoller (BECA, COMCASA, LEMOA) imzalamasını stratejik tehdit olarak algılamaktadır.
- Çin-Hindistan Rekabeti: Özellikle Himalaya sınır çatışmaları, Rusya’yı taraf seçme ikilemine sokmaktadır. Rus silahlarının hem Hindistan hem Çin tarafından kullanılması, teknolojik sızıntı riskleri yaratmaktadır.
Çin Faktörü: Troikadaki Görünmez Aktör
RIC troikasındaki en büyük gerilim kaynağı, Hindistan-Çin rekabetinin Rusya’yı ikili ilişkilerde denge siyasetine zorlamasıdır:
- Çin, BRICS ve Şangay İşbirliği Örgütü (SCO) içinde kurumsal hakimiyet peşindedir. Yeni Kalkınma Bankası’ndaki ağırlığı (%41 oy oranı) ve BRICS genişlemesindeki ısrarı (İran, Suudi Arabistan), Hindistan’ın Çin’in gölgesinde kalma endişelerini beslemektedir.
- Kuşak-Yol İnisiyatifi (BRI), Hindistan’ın egemenlik endişeleri (Pakistan kontrolündeki Keşmir’den geçen CPEC koridoru) nedeniyle troikada ortak proje üretimini engellemektedir.
- Çin’in Rusya’ya koşulsuz desteği (Ukrayna savaşında), Hindistan’ın Çin merkezli Avrasya projelerine mesafesini artırmaktadır.
Sonuç: İmkânlar ve Kısıtlıklar Arasında Troikanın Geleceği
RIC troikasının yeniden canlanması, ABD’nin göreli gerilemesi, Rusya’nın Batı yalıtılmışlığı ve Hindistan’ın stratejik özerklik arayışı nedeniyle nesnel bir potansiyele sahiptir. Ancak bu süreç, üç temel dinamikle sınırlıdır:
- Hindistan’ın İkna Kapasitesi: Hint-Pasifik vizyonunun ABD’den bağımsız olduğunu kanıtlamak için, QUAD içinde askeri işbirliğini sınırlandırması ve Rusya ile somut ekonomik projeleri (INSTC, enerji koridorları) hayata geçirmesi gereklidir.
- Rusya’nın Esnekliği: Putin’in Büyük Avrasya vizyonu, Çin merkezli olmaktan çıkarılıp çok kutuplu bir çerçeveye oturtulmalıdır. Aksi halde Hindistan’ın katılımı sembolik kalacaktır.
- ABD’nin Tutumu: Trump yönetiminin Rusya’ya yumuşama, Çin’e sertlik politikası, Hindistan’ın manevra alanını genişletmektedir. Ancak ABD Kongresi’nin CAATSA yaptırımları veya Hindistan’a silah satış kısıtlamaları, bu alanı daraltabilir.
RIC troikası, Batı dışı bir dünya düzeni arayışının laboratuvarı olmayı sürdürecektir. Ancak bu üçlünün jeopolitik rekabeti yönetme, ekonomik tamamlayıcılığı geliştirme ve kurumsal anlamda inovasyon kapasitesi, Büyük Avrasya ile Hint-Pasifik’in kesişiminde yeni bir uluslararası sistem mimarisinin doğup doğmayacağını belirleyecektir.
KAYNAKÇA
Saha, R. (2025, June). The U.S. factor in the Russia-India-China troika’s revival. The Diplomat. https://thediplomat.com/2025/06/the-u-s-factor-in-the-russia-india-china-troikas-revival/. Erişim Tarihi: 11. 06. 2025.
BBC News Türkçe. (2024, June 7). BRICS: Why is the community that Türkiye is reportedly interested in important, what is its purpose? https://www.bbc.com/turkce/articles/cyxvglg00dxo. Erişim Tarihi: 11. 06. 2025.