Giriş
Türk milletinin gönlünde cesaretin, fedakarlığın ve vatan sevgisinin sembol isimlerinden biri olarak yer edinen Şehit Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel, özellikle Kıbrıs Türklerinin varoluş mücadelesinde gösterdiği kahramanlık ve trajik şehadetiyle anılmaktadır. Cumhuriyet tarihinin ilk hava harp şehidi olması, onun adını Türk havacılık tarihine ve milli hafızaya silinmez harflerle yazdırmıştır. 1964 yılında Kıbrıs semalarında, Erenköy direnişine destek verirken uçağı düşürülen ve ardından uluslararası hukuka aykırı bir şekilde işkenceyle şehit edilen Topel, sadece bir asker değil, aynı zamanda bir direniş ruhunun ve milli onurun timsali haline gelmiştir. Bu yazı, Şehit Cengiz Topel’in hayatını, askeri kariyerini, kahramanca son görevini, hazin şehadetini ve Türk milleti ile Kıbrıs Türkleri üzerindeki derin ve kalıcı etkilerini kapsamlı bir şekilde ele almayı amaçlamaktadır.
Erken Yaşamı ve Eğitimi
Cengiz Topel, 2 Eylül 1934 tarihinde İzmit’te dünyaya geldi. Babası, Trabzon’un Çaykara ilçesinden olan Tekel tütün eksperi Hakkı Bey, annesi ise Mebuse Hanım’dır. Dört çocuklu bir ailenin üçüncü evladı olan Cengiz Topel’in çocukluk yılları, babasının görevi nedeniyle farklı şehirlerde geçti. İlköğrenimine Bandırma’da başlayan Topel, daha sonra babasının Gönen’e tayini üzerine eğitimine burada devam etti. 1943 yılında babası Hakkı Bey’i kaybetmesi, genç Cengiz için hayatının erken dönemlerinde karşılaştığı büyük bir acı oldu. Babasının vefatının ardından ailesi İstanbul’a yerleşti.
İstanbul’da eğitim hayatına devam eden Cengiz Topel, Kadıköy İlkokulu’nda ilköğrenimini tamamladı. Ortaokulu ise Kadıköy Yeldeğirmeni Okulu’nda bitirdi. Lise öğrenimine Haydarpaşa Lisesi’nde başlayan Topel, içindeki vatan sevgisi ve askerlik tutkusuyla Kuleli Askeri Lisesi’ne geçiş yaptı. Disiplinli ve başarılı bir öğrenci olarak dikkat çeken Cengiz Topel, 1953 yılında Kuleli Askeri Lisesi’nden başarıyla mezun oldu.
Kuleli Askeri Lisesi’nin ardından Kara Harp Okulu’na giren Cengiz Topel, burada da üstün bir performans sergileyerek 1955 yılında asteğmen rütbesiyle mezun oldu. Çocukluk yıllarından itibaren gökyüzüne ve havacılığa karşı büyük bir ilgi duyan Topel, Kara Harp Okulu’ndan mezun olduğu yıl hava sınıfına ayrılma kararı aldı. Bu karar, onun kaderini göklerle birleştirecek ve adını tarihe yazdıracak yolculuğun ilk adımıydı.
Pilotaj eğitimi için seçilen başarılı genç subaylar arasında yer alan Cengiz Topel, ilk olarak İzmir Gaziemir’de temel pilotaj eğitimlerine katıldı. Ardından, NATO kapsamında Türk pilotlarına verilen ileri düzey eğitimler için Kanada’ya gönderildi. Kanada’da geçirdiği yaklaşık 20 aylık süre zarfında, kapsamlı bir eğitim programından geçti. Bu programda lisan kursunun yanı sıra, T-6 “Harvard” uçaklarıyla başlangıç pilotaj eğitimi, T-33 “Shooting Star” jet eğitim uçaklarıyla tekamül pilotaj eğitimi ve son olarak F-86 “Sabre” avcı uçaklarıyla da avcılık eğitimi aldı. Bu eğitimler sırasında T-6 uçağı ile 181,35 saat, T-33 uçağı ile 83,15 saat ve F-86 uçağı ile 25 saat uçuş yaparak pilotluk becerilerini en üst seviyeye taşıdı. Eğitimlerini başarıyla tamamlayan Cengiz Topel, 1957 yılında pilot brövesini takarak hayalini kurduğu Türk Hava Kuvvetleri saflarına yetkin bir savaş pilotu olarak katıldı.
Türk Hava Kuvvetleri’ndeki Görevleri
Kanada’daki eğitiminin ardından yurda dönen genç pilot Cengiz Topel, ilk görev yeri olarak Merzifon’daki 5. Ana Jet Üs Komutanlığı’na atandı. Bu dönemde teğmen rütbesine (28 Şubat 1956) ve ardından 30 Ağustos 1958’de üsteğmenliğe terfi etti. Merzifon’da görev yaptığı süre boyunca, jet pilotu olarak yeteneklerini pekiştirdi ve birliğinin saygın pilotları arasında yer aldı.
1961 yılında, Türk Hava Kuvvetleri’nin önemli üslerinden biri olan Eskişehir 1. Hava Ana Jet Üssü’ne tayin edildi. Burada, dönemin modern av-bombardıman uçaklarından olan F-100 “Super Sabre” filosunda görev yapmaya başladı. Özellikle 112. Filo Komutanlığı bünyesinde, F-100 uçağında tam harbe hazır (harekât yapabilecek yeteneklere sahip) bir pilot olarak yetişti. Görev bilinci, disiplini ve uçuş becerileriyle kısa sürede komutanlarının ve arkadaşlarının takdirini kazanan Cengiz Topel, 1963 yılında yüzbaşılığa terfi etti. Kıbrıs olayları öncesindeki askeri kariyeri, genellikle yoğun eğitim uçuşları, tatbikatlar ve harbe hazırlık faaliyetleriyle geçti. Bu dönemde katıldığı özel bir büyük çaplı operasyon kayıtlarda yer almamakla birlikte, bir savaş pilotunun sahip olması gereken tüm yetkinlikleri kazanmış, vatan savunması için her an göreve hazır bir subay olarak hazırlanmıştı.
1964 Kıbrıs Olayları ve Erenköy Direnişi

1960 yılında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti, Londra ve Zürih Antlaşmaları ile Türk ve Rum toplumlarının ortaklığı esasına dayanıyordu. Türkiye, Yunanistan ve İngiltere garantör devletlerdi. Ancak, Kıbrıs Rum yönetimi, adayı Yunanistan’a bağlama (Enosis) hedefi doğrultusunda, anayasayı ve Türk toplumunun haklarını hiçe sayan adımlar atmaya başladı. Özellikle 1963 yılının Aralık ayında, Rumlar tarafından Kıbrıslı Türklere yönelik başlatılan ve “Kanlı Noel” olarak anılan sistematik saldırılar, adada büyük bir insani trajediye ve siyasi krize yol açtı. Akritas Planı gibi gizli planlarla Türk toplumunu yıldırma ve yok etme politikaları izlendiği iddiaları, gerginliği daha da tırmandırdı.
Bu saldırılar sonucunda yüzlerce Türk şehit edildi, binlercesi evlerinden göç etmek zorunda kaldı ve Türk köyleri kuşatma altına alındı. Türkiye, garantörlük hakkını kullanarak diplomatik yollarla çözüme ulaşmaya çalışsa da, Rum saldırıları ve baskıları artarak devam etti.
1964 yılının Ağustos ayına gelindiğinde, Kıbrıs Rum Milli Muhafız Ordusu (RMMO) ve EOKA militanları, adanın kuzeybatısında yer alan ve Türkiye’den gelen üniversite öğrencilerinin de destek verdiği Erenköy (Koççina) bölgesine yönelik geniş çaplı bir saldırı başlattı. Stratejik bir konuma sahip olan ve Kıbrıs Türkleri için önemli bir direniş noktası olan Erenköy, karadan ve denizden ağır silahlarla kuşatıldı. Erenköy’deki Türk mücahitler ve öğrenciler, kısıtlı imkanlarla kahramanca bir direniş sergiliyorlardı. Ancak Rum saldırılarının şiddeti karşısında durumları giderek kritikleşiyordu. Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nün (UNFICYP) saldırıları önlemede yetersiz kalması üzerine, Türkiye, Kıbrıs Türklerinin can güvenliğini sağlamak ve katliamı durdurmak amacıyla garantörlük hakkını kullanarak hava müdahalesinde bulunma kararı aldı.

Şehit Cengiz Topel’in Son Görevi
Türkiye’nin Kıbrıs’taki Rum saldırılarına son vermek ve Erenköy’deki mücahitlere destek olmak amacıyla başlattığı hava operasyonunda, Yüzbaşı Cengiz Topel de Eskişehir’den kalkan F-100 uçaklarından oluşan dörtlü bir kolun lideri olarak görevlendirilmişti. 8 Ağustos 1964 tarihinde, Topel’in komutasındaki kol, Erenköy’e saldıran Rum hücumbotlarını ve askeri hedeflerini etkisiz hale getirmek üzere Kıbrıs semalarına ulaştı.
Topel, Gemikonağı (Karavostasi) Limanı’nda bulunan ve Türk mevzilerine ateş açan bir Rum hücumbotunu hedef alarak dalışa geçti. İlk dalışını başarıyla tamamlayarak hedefe hasar verdirdi. Ancak ikinci dalış için manevra yaptığı sırada, uçağı yerden açılan yoğun uçaksavar ateşiyle isabet aldı. Uçağının kontrolünü kaybetmeye başlayan Yüzbaşı Topel, yanmaya başlayan uçağından son bir gayretle fırlatma koltuğunu kullanarak paraşütle atlamayı başardı.
Esareti ve Şehadeti
Paraşütle süzülerek Gaziveren, Elye ve Çamlıköy gibi Türk yerleşim yerlerinin arasında kalan, ancak Rumların kontrolündeki Peristeronari (günümüzde Cengizköy) adlı Rum köyü yakınlarındaki bir asfalt yola indi. İndiği yerin düşman bölgesi olduğunu anlayan Topel, rivayetlere göre üzerindeki gizli belgeleri imha etmeye çalıştı ve beylik tabancasıyla kendini savunmaya çalıştı. Ancak kısa bir süre sonra etrafı Rum askerleri ve EOKA militanları tarafından sarılarak esir alındı.
Cengiz Topel’in esir alındıktan sonra başına gelenler, uluslararası savaş hukukunun ve insanlık onurunun hiçe sayıldığı trajik bir süreci işaret etmektedir. Türk tarafının ve görgü tanıklarının ifadelerine göre, Yüzbaşı Topel, bilgi almak ve Türkiye aleyhine propaganda yapmak amacıyla Güzelyurt’a veya Lefkoşa Rum Hastanesi’ne götürülerek ağır işkencelere maruz bırakıldı. Rum tarafı ise Topel’in yaralı olarak yakalandığını ve hastanede tedavi görürken öldüğünü iddia etti.
Ancak, Topel’in naaşı Türkiye’ye iade edildikten sonra yapılan otopsi, işkence iddialarını doğrular nitelikteydi. Lefkoşa Genel Hastanesi’nde, uluslararası gözlemcilerin de hazır bulunabileceği bir ortamda yapıldığı belirtilen otopside, vücudunda çok sayıda darp, kesik, kırık ve ezik tespit edildiği, sol gözünün çıkarıldığı, kollarının matkapla delindiği, kafasına beton çivisi çakıldığı ve göğsünün yarılarak iç organlarının bir kısmının alındığı gibi dehşet verici bulgular rapor edildi. Bu bulgular, Yüzbaşı Cengiz Topel’in, esir bir askere yapılması gereken muameleye tamamen aykırı bir şekilde, vahşice işkence edilerek şehit edildiğini ortaya koyuyordu. Şehadetinin kesin tarihi olarak, Rum radyolarının 9 Ağustos 1964’te ölüm haberini duyurması ve otopsi tahminleri ışığında 8 Ağustos gecesi veya 9 Ağustos olarak kabul edilmektedir. Henüz 29 yaşındaydı.

Naaşının İadesi ve Cenaze Törenleri
Yüzbaşı Cengiz Topel’in esir düştüğü haberinin alınmasının ardından Türkiye, derhal diplomatik girişimlerde bulunarak pilotunun iadesini talep etti. Yoğun diplomatik çabalar ve uluslararası baskıların da etkisiyle, Rum tarafı Cengiz Topel’in naaşını 12 Ağustos 1964 tarihinde Türk yetkililerine teslim etti.
Şehit Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel için ilk tören Kıbrıs’ta düzenlendi. Ardından naaşı uçakla Adana’ya, oradan da Ankara’ya getirildi. Ankara ve İstanbul’da on binlerce vatandaşın katıldığı büyük ve hüzünlü cenaze törenleri düzenlendi. Türk halkı, kahraman pilotunu gözyaşları ve dualarla son yolculuğuna uğurladı. Cengiz Topel, 14 Ağustos 1964 tarihinde İstanbul Edirnekapı’daki Sakızağacı Hava Şehitliği’nde toprağa verildi.
Şehadetinin Yankıları ve Etkileri
Şehit Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel’in kahramanca mücadelesi ve özellikle esir düştükten sonra maruz kaldığı iddia edilen insanlık dışı muamele ve vahşice şehit edilişi, Türk kamuoyunda büyük bir infial ve derin bir üzüntü yarattı. Gazeteler olayı manşetlerine taşırken, Türkiye’nin dört bir yanında protesto gösterileri düzenlendi. Bu olay, Kıbrıs Türklerinin yaşadığı zulmü ve adadaki durumun vahametini bir kez daha gözler önüne serdi.
Türk Toplumu ve Kıbrıs Türkleri Üzerindeki Etkisi: Cengiz Topel’in şehadeti, Türk milletinin Kıbrıs davasına olan duyarlılığını artırdı ve Kıbrıs Türkleriyle olan kader birliğini pekiştirdi. Kıbrıs Türkleri için ise Topel, Anavatan’ın kendileri için canını feda eden bir kahramanı, bir direniş ve umut sembolü haline geldi. Onun fedakarlığı, Erenköy’deki mücahitlerin ve tüm Kıbrıs Türklerinin direniş azmini kamçıladı.
Türk Silahlı Kuvvetleri Üzerindeki Etkisi: Cengiz Topel, Cumhuriyet tarihinin ilk hava harp şehidi olarak Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, özellikle de Türk Hava Kuvvetleri’nin hafızasında özel bir yer edindi. Onun kahramanlığı ve trajik ölümü, silah arkadaşları arasında derin bir üzüntüye yol açarken, aynı zamanda görev aşkını ve vatan sevgisini de perçinledi. Adına düzenlenen tatbikatlar ve birliklere verilen ismiyle, onun anısı TSK içinde yaşatılmaya devam etmektedir.
Türkiye-Kıbrıs İlişkileri ve Türk Dış Politikasına Etkileri: Topel’in şehadeti, Türkiye’nin Kıbrıs politikasında daha kararlı bir tutum sergilemesine neden olan önemli etkenlerden biri oldu. Olay, Türkiye’nin garantörlük haklarını kullanma ve Kıbrıs Türklerinin güvenliğini sağlama konusundaki azmini pekiştirdi. Uluslararası alanda, bir Türk pilotunun esir alındıktan sonra işkenceyle öldürülmesi, Kıbrıs sorununun sadece siyasi bir anlaşmazlık olmadığını, aynı zamanda ciddi insan hakları ihlallerini de barındırdığını gösterdi. Bu durum, Türk diplomasisinin uluslararası platformlarda Kıbrıs meselesini anlatırken kullandığı önemli bir argüman haline geldi. Topel olayı, Türk kamuoyunda Kıbrıs’a yönelik daha müdahaleci bir politikayı savunan kesimlerin elini güçlendirdi ve 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’na giden süreçte milli bilincin oluşmasında etkili oldu.
Ulusal Kahraman Olarak Kabulü ve Mirası
Şehit Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel, hem Türkiye’de hem de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) bir ulusal kahraman olarak kabul edilmekte ve büyük bir saygıyla anılmaktadır. Onun fedakarlığı ve kahramanlığı, nesilden nesile aktarılan bir miras haline gelmiştir.
Adına Yapılanlar:
Anıtlar: KKTC’de, Lefke yakınlarında, paraşütle indiği yere yakın bir noktada (Gemikonağı) görkemli bir Cengiz Topel Anıtı inşa edilmiştir. Bu anıtta, uçağının parçaları, bir F-100 maketi ve kişisel eşyalarından bazıları sergilenmektedir. Ayrıca Türkiye’de, Eskişehir ve Bursa’nın Gürsu ilçesi başta olmak üzere çeşitli yerlerde heykelleri bulunmaktadır.
İsmi Verilen Yerler: Onun adını yaşatmak amacıyla, Türkiye ve KKTC’de sayısız yere ismi verilmiştir. KKTC’de, şehit düştüğü Peristeronari köyünün adı “Cengizköy” olarak değiştirilmiş, Yeşilyurt’ta bir hastaneye “Cengiz Topel Hastanesi” adı verilmiştir. Türkiye’de ise Kocaeli’de “Cengiz Topel Havalimanı” ve “Cengiz Topel Deniz Hava Üs Komutanlığı” bulunmaktadır. Bunların yanı sıra, yüzlerce okul, cadde, sokak, mahalle, park, polis merkezi ve hatta camilere Şehit Cengiz Topel’in adı verilerek aziz hatırası ölümsüzleştirilmiştir.
Anma Etkinlikleri: Her yıl, özellikle şehadet yıldönümü olan 8 Ağustos’ta, Türkiye ve KKTC’de Cengiz Topel için anma törenleri düzenlenmektedir. KKTC’de her yıl icra edilen “Şehit Yüzbaşı Cengiz Topel Akdeniz Fırtınası Tatbikatı” da onun adını taşımaktadır.
Müze Sergileri: Cengiz Topel’e ait bazı kişisel eşyalar, İstanbul Harbiye Askeri Müzesi’nde sergilenerek gelecek nesillerin onu daha yakından tanıması sağlanmaktadır.
Cengiz Topel Edebiyatta
Şehit Cengiz Topel’in kahramanlığı ve trajik ölümü, Türk edebiyatında da derin izler bırakmıştır. Çok sayıda şair ve yazar, eserlerinde onun fedakarlığını, cesaretini ve Kıbrıs Türklerinin mücadelesindeki yerini işlemiştir. Dr. Emin Onuş’un “Hava Şehidi Cengiz Topel ve Edebiyatımız” başlıklı makalesinde belirttiği üzere, Ali Hepsukuşu, İbrahim Alkaç, İsmail İnci, Cemal Oğuz Öcal, Behçet Kemal Çağlar, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Özker Yaşın, Mehmet Ulugerli, Fehamet Öğün, Arif Nihat Asya, Halistin Kukul ve Rauf Raif Denktaş gibi birçok önemli isim, Cengiz Topel için şiirler, destanlar ve ağıtlar yazmıştır. İsa Kayacan’ın “Kıbrıs Semalarında Cengiz Topel’imin Yumruğu” adlı röportaj-kitabı ve Turgut Özakman’ın “Çılgın Türkler Kıbrıs” romanındaki Cengiz Topel’e ilişkin bölümler, onun hikayesini edebi bir dille okuyucuya ulaştıran önemli eserler arasındadır. Bu edebi eserler, Topel’in sadece askeri bir figür olarak değil, aynı zamanda milli bir kahraman ve ilham kaynağı olarak da halkın hafızasında yaşadığını göstermektedir.

Sonuç
Şehit Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel, genç yaşta vatanı ve Kıbrıs Türklerinin özgürlüğü uğruna canını feda etmiş bir kahramandır. Onun cesareti, göreve bağlılığı ve maruz kaldığı insanlık dışı muamele karşısındaki dik duruşu, Türk milletinin kalbinde ve tarihinde derin bir yer edinmiştir. Adı, sadece askeri bir kayıp olmanın ötesine geçerek, zulme karşı direnişin, fedakarlığın ve sarsılmaz bir vatan sevgisinin sembolü haline gelmiştir. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde sayısız eserle anısı yaşatılan Cengiz Topel, gelecek nesillere ilham vermeye devam edecek, Kıbrıs davasının ve Türk havacılık tarihinin unutulmaz kahramanlarından biri olarak her zaman saygı ve minnetle anılacaktır. Onun mirası, vatanın bölünmezliği ve milletin bekası için her türlü fedakarlığın yapılabileceğinin en somut örneklerinden biri olarak yaşamaya devam edecektir.