Yüzyılı aşkın bir süredir Kazan, Kırım ve İstanbul şehirleri Türk ve Müslümanlar için entelektüel isyan, kültürel Rönesans ve siyasi uyanış merkezleri olarak konumlanmıştır. Kazan’ın Arnavut kaldırımlı sokaklarından Bahçesaray’ın hareketli çarşılarına ve İstanbul’un kozmopolit mekanlarına kadar, Tatar ve Başkurt düşünürlerden oluşan bir soy, sınırları aşan, imparatorluklara meydan okuyan ve Müslüman toplumlarda modernite ateşini yakan fikirler üretti. Rus egemenliğine karşı direniş ve aydınlanmaya ateşli bir bağlılıkla yeşeren mirasları, ulusları şekillendirmede fikirlerin kalıcı gücünün bir kanıtı oldu.
İsmail Gaspıralı: Birliğin Mimarı

Bu entelektüel mayalanmanın merkezinde, sloganı “Dilde, Fikirde ve İşte Birlik” Müslüman reformu için bir toplanma çığlığı haline gelen Kırım Tatar vizyoneri İsmail Gaspıralı (1851-1914) vardı. Gaspıralı’nın Bahçesaray’da yayınlanan gazetesi Tercüman, Kiril ve Arap harflerini aşarak modernize edilmiş bir Türk dilini savundu. Onun Cedid okulları, İslam ahlakını seküler bilimlerle harmanlayarak eğitimde devrim ve ezberci dini eğitimden radikal bir ayrılış sağlamayı amaçladı.
Gaspıralı’nın dehası pragmatizminde yatıyordu. Çarlık sansürünü aşarak Müslümanların ilerlemesinin ayaklanmaya değil kültürel gelişmeye bağlı olduğunu savundu. “20. yüzyılın silahı kılıç değil aydınlanmadır,” diyerek okuryazarlık ve diyalog yoluyla pan-Türkist bir uyanış öngördü. Etkisi Kırım’dan Kazan’a kadar yayıldı ve bir nesle gelenek ile moderniteyi uzlaştırma konusunda ilham verdi.

Yusuf Akçura: Türk Milliyetçiliğinin Stratejisti
Nasıl ki Gaspıralı bir eğitimci ise, Yusuf Akçura da (1876-1935) bir stratejistti. Simbirsk’te (modern Ulyanovsk) Tatar bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Akçura’nın ufuk açıcı makalesi “Üç Tarz-ı Siyaset ” (1904) Osmanlı kimliğini irdeliyor, pan-İslamizm veya Osmanlıcılık yerine seküler, pan-Türk bir milliyetçiliği savunuyordu. Çarlık karşıtı faaliyetleri nedeniyle Kazan’dan İstanbul’a sürgün edilen Akçura, Türk Yurdu dergisini kurarak (1911) şehri Türk entelektüel alışverişinin merkezi haline getirdi.
Akçura’nın vizyonu jeopolitikti: Anadolu’dan Orta Asya’ya uzanan birleşik bir Türk dünyasını Rus ve Avrupa emperyalizmine karşı bir siper olarak görüyordu. Daha sonra Mustafa Kemal Atatürk ile yaptığı iş birliği, Kazan’ın kütüphanelerinde doğan fikirlerin ulusları yeniden şekillendirebileceğini kanıtlayarak, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ne seküler bir milliyetçi ethos aşıladı.
Zeki Velidi Togan: Devrimci Olarak Tarihçi

Togan (1890-1970) bir Başkurt tarihçidir ve milis lideri (Basmacı Hareketi) olarak ilim ve isyanın birleşimini temsil etmiştir. Kazan ve Berlin’de eğitim gören Togan’ın “Umumi Türk Tarihine Giriş” adlı eseri, Rusların geri kalmışlık söylemlerine karşı çıkarak Türk halklarını medeniyetin temsilcileri olarak yeniden tanımlamıştır.
Togan Rus Devleti’ne meydan okuyan bir eylemci bilim insanıdır. Türk halkları için özerklik talep ederek Bolşevik güçlere karşı 1917 Başkurt ayaklanmasına liderlik etmiştir. İstanbul’a sürgün edilmesine rağmen, İstanbul Üniversitesi’ndeki akademik titizliği olağanüstüdür. Genç yaşında yazdığı “Umumi Türk Tarihi’ne Giriş” hala alanın en önemli çalışmalarındandır. Düşüncelerindeki ödün vermez bilimsel dürüstlük, fikir özgürlüğünün olmadığı bir konjonktürde, 1932’den itibaren onun sakıncalı biri olmasına neden olmuştur. Togan bu dönemde Türkiye’den ayrılmak zorunda kalmıştır. -Benzer bir akıbet, ABD’ye göç etmek zorunda kalan sosyolog Muzaffer Şerif için de söylenebilir-.
Mirsaid Sultangaliyev: Marksist Heretik

En esrarengiz figür olan Tatar Marksist Mirsaid Sultangaliyev (1892-1940) hem Çarlık hem de Sovyet sömürgeciliğini eleştirmeye cüret etmiştir. Bir Bolşevik komiseri olarak, “Müslüman sosyalizminin” Türk halklarını Rus şovenizminden kurtarabileceğini savunmuştur. 1923’ten itibaren fikirleri nedeni ile sürekli tutuklanmış ve hayatı hapislerde geçmiştir. Fikirleri rejimin tepkisini toplamış, Togan’ın Basmacılar hareketi ile ilişkide olduğu iddia edilmiş ve 1940 yılında ise idam edilerek, Sosyalist rejimin orak ve çekici altında ezilen binlerce insandan biri olmuştur.
Sultangaliyev’in heretik yönü, Sovyet merkeziyetçiliği yerine Müslüman özerkliğine kültürüne öncelik vermesinde yatıyordu. Ezilen sınıflar yerine ezilen halklardan bahsediyordu. Bu duruş daha sonraki sömürge karşıtı hareketlere ilham verdi ve üçündü dünya sosyalizminin düşünsel kaynağı oldu. Sultangaliyev’in mirası, her ne kadar bastırılmış olsa da bilgi ve iktidarın sömürgecilikten arındırılması tartışmalarında yankılanmaktadır.
Ortak Konular: Direniş, Eğitim ve Birlik
Bu entelektüeller üçlü bir inancı paylaşıyorlardı:
1. Tahakküme Karşı Direniş: İster Çarlık ister Sovyet olsun, kültürel silinmeyi reddettiler ve kimliği korumak için fikirleri silah olarak kullandılar.
2. Özgürleşme Olarak Eğitim: Gaspıralı’nın okullarından Togan’ın tarihçiliğine kadar, bilgiyi egemenliğin temeli olarak gördüler.
3. Sınırların Ötesinde Birlik: İstanbul’u sadece bir şehir olarak değil, Türk ve Müslüman dünyalarını birbirine bağlayan bir köprü olarak tasavvur ettiler.
Kırım, Rus işgaline dayanırken, Kazan Tatar dilinin ve Cumhuriyeti’nin yeniden canlanmasını savunurken, bu düşünürlerin sesleri yankılanmaya devam ediyor. Onlar bize aydınlanmanın ve bağımsızlığın ne bir armağan ne de bir tesadüf olduğunu; düşünmeye, öğretmeye ve direnmeye cesaret edenler tarafından ele geçirildiğini hatırlatıyor.
KAYNAKLAR
Lazzerini, E. J. (1998). Hakan Kirimli, National Movement and National Identity among the Crimean Tatars (1905–1916) (Leiden: E. J. Brill, 1996). Pp. 256. International Journal of Middle East Studies, 30(1), 161–163. doi:10.1017/S0020743800065818
Yusuf Akçura (2008 [1904]), Üç Tarz-ı Siyaset, Lotus Yayınevi
François Georgeon (2024), Türk Milliyetçiliğinin Kökenleri: Yusuf Akçura, İletişim Yayınları
Zeki Velidi Togan (1999), Hatıralar: Türk ve Müslüman Halkların Ulusal Varoluş ve Kültür Mücadeleleri, Türkiye Diyanet Vakfı yayınları
Tellal, E. (2001). Mirsaid Sultan Galiyev. Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 56(01).https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/36264
Ross, D. (2020). Tatar Empire: Kazan’s Muslims and the Making of Imperial Russia. Indiana University Press. https://doi.org/10.2307/j.ctvtv943z